“Narsisus su perilerinin gözdesi, kusursuz güzellikte bir genç adamdı.Ama o perilere hiç ilgi göstermedi.
Ona çok tutkun olan Eko isimli bir su perisi birgün ona yaklaşır ve sert bir ÅŸekilde reddedilir. Olayın ardından utancından ve kederinden yıkılan Eko geride yalnızca yankılanan sesini bırakarak yok olup gider.
Eko’ nun intikamının alınmasını isteyen su perilerinin bu talebi karşısında Tanrılar Narsisus’un da karşılıksız aÅŸk yaÅŸayarak cezalandırılmasına karar verirler.
Birgün daÄŸdaki berrak su birikintisine bakan Narsisus orada kendi yansımasını görür. Ve suda yaÅŸayan çok güzel bir ruhla karşılaÅŸtığı sanısıyla anında ona aşık olur. Suyun üzerinde kendine bakan ama hiçbir karşılık vermeyen ve onu kucaklamak için suya her dokunuÅŸunda kaybolan bu imgeden kendisini ayıramaz, sonunda düÅŸerek boÄŸulur ve ölür.” (Eski Yunan mitolojisinden bir hikaye)
Narsisizm ( özsevi, kendini sevmek) “ kötü bir ÅŸey “ deÄŸildir. Narsisizm ruhsal saÄŸlık için gereklidir. Psikolojik dengemiz için cinsellik, agresyon ve korku kadar normaldir. Bir insan yaÅŸamla daha kolay baÅŸa çıkabilmek için kendini “ölçüyü kaçırmadan” sevebilmeli ve yeterli bir kendilik deÄŸeri duygusunu sürdürebilmelidir.
NASIL TANI KONULUR?
Kendilerinin cok onemli, vazgecilemez olduklari seklinde bir dusunce icerikleri vardir. Halk arasinda "Buyuk daglari ben yarattim" denen tavirlar icindedirler, Narsisistik kiÅŸilik bozukluÄŸu, yaygın bir üstünlük ve önemli olma duygusu, beÄŸenilme gereksinimi ve empati yapamama ile belirli bir bozukluktur.
KLÄ°NÄ°K ÖZELLÄ°KLERÄ°
*Kendilerini çok üstün ve önemli gören insanlardır. Kendisinin, olduÄŸundan daha yetenekli, baÅŸarılı, güzel ya da zeki olduÄŸuna inanır.
*Genç eriÅŸkinlik döneminde baÅŸlar ve çok deÄŸiÅŸik koÅŸullar altında ortaya çıkar.
*BaÅŸkalarından farklı, özel bir insan olduÄŸu, özel bir muamele görmesi gerektiÄŸi inancındadır.
*AÅŸk iliÅŸkilerinde, sevgiliyi bir nesne gibi görür, karşılık vermeyi düÅŸünmez. Onu kendi narsisistik inançlarını pekiÅŸtirecek bir araç olarak kullanır.
*Herkesin kendisine aşık olduÄŸunu, insanların onun için kavga ettiÄŸini ya da büyük baÅŸarılar elde ettiÄŸini hayal eder. BaÅŸkalarının kendilerine ilgi göstermesini ve iltifat etmesini isterler. Bunun hakkı olduÄŸunu düÅŸünür ve çok zaman açıkça talep eder.
Sokakta karşılaÅŸtığı bir tanıdığına “bugün çok güzelsin demek yokmu?” diyebilir.
*BaÅŸkalarının da kendisine önem vermesini bekler. BaÅŸkalarını kendi iÅŸleri ve keyfi için köle gibi kullanabilir,
*Yakın çevrelerini üst düzey ya da kendilerini pohpohlayacak kiÅŸilerden seçerler (en güzel, en tanınmış kiÅŸiyle görünmek, arkadaÅŸlık etmek, bu amaçla o tür kiÅŸilerin bulunduÄŸu sosyal kulüp, derneklere girip, faaliyetlerde bulunmak,gibi)
*Daima bir kurumun en yetkilisi ( baÅŸhekim, profesör, müdür, komutan, iÅŸveren vs.) gibi en yetkili ile iletiÅŸime geçip, diÄŸerlerinin fikirlerine aldırmazlar.
*Her ÅŸeye hakkı olduÄŸunu düÅŸünür. Kurallar onun için deÄŸil, sıradan insanlar için konmuÅŸtur.
Bütün insanlar kuyrukta beklerken, herkesin gözü önünde ve gayet doÄŸal bir tavırla kuyruÄŸun başına gidip iÅŸini görmeye kalkabilir. BaÅŸkaları itiraz edip kızınca da ÅŸaşırıp kızabilir. Hastanede yatan bir hasta, hekimin acil hastaları bırakıp hemen kendisi ile ilgilenmesini isteyebilir. Ä°steÄŸi yapılmayınca da kızıp hakaretler yaÄŸdırabilir.
*Meslek yaÅŸamında, okul ya da yarışmalarda çok büyük baÅŸarılar elde etme peÅŸindedir. Sırf baÅŸarılı olmak uÄŸruna dürüst olmayan yollara sapabilir. Bir yerde birinci deÄŸil de ikinci olursa, bunu bir yenilgi olarak algılayabilir.
*Kişiler arası ilişkilerinde istismarcıdır. İnsanlara tepeden bakar.
*Narsisistik kiÅŸiler, kendi sorunlarının biricik olduÄŸunu, ancak özel insanlar tarafından anlaşılabileceÄŸine inanırlar.
Durmadan, önemli insanların, örneÄŸin siyasi liderlerin, spor ya da sinema yıldızlarının yanına patavatsızca sokulup, onlara arkadaÅŸ olmaya kalkabilir. Kendisine arkadaÅŸ olarak böyle insanları laik görebilir, onların da kendisini tanımaktan çok memnun olacaklarını düÅŸünebilir
*EleÅŸtiriye çok duyarlıdır. Ä°nsanların kendi hakkındaki düÅŸüncelerine çok önem verir. Ä°nsanlar beklediÄŸi biçimde davranmazsa, onu eleÅŸtirir, küçümser ya da hakaret ederse büyük bir hayal kırıklığına uÄŸrar. Beklentileri çok fazla olduÄŸundan, kolayca narsisistik yaralar alabilirler ve depresyon geliÅŸtirirler. *EleÅŸtiriye öfke ile tepki gösterebilirler. Beklentilerini gerçek hayatta bulamazsa, fantezide gerçekleÅŸtirir. Vaktinin önemli bölümünü hayal kurarak geçirebilir.
*BaÅŸkalarının da duyguları olabileceÄŸini, onlarında üzülebileceÄŸini anlamaz. Zor durumdaki insanlara karşı bir acıma duygusu duymaz. BaÅŸka insanların baÅŸarılarını, gördükleri ilgiyi ve sahip olduÄŸu ÅŸeyleri kıskanır.
*DiÄŸer kiÅŸilerin içinde bulundukları durumlar konusunda aÅŸağılayıcı, eleÅŸtirici, ilgisiz ve hafife alır bir tavır sergilerken, kendinin karşılaÅŸtıklarını derinlemesine aktarmaya çalışarak çifte standart uygulayabilirler.
*Herkesin baÅŸarısına haset edip, onların hic birÅŸeye layik olmadıkları, kendilerinin de isterlerse kolayca onu yapabileceklerini düÅŸünürler.Kendilerine yapılan en ufak yapıcı eleÅŸtiri ya da düzeltme, ekleme ve öneri bu kiÅŸileri ağır bir ÅŸekilde yaralayabilir. Bu durumda küçük düÅŸmüÅŸ, mahvolmuÅŸ, ortada bırakılmış hissedebilirler. Aniden hiddetlenip, kırıcı olabilirler. Bunlardan ötürü sosyal iliÅŸkileri bozuk olup baÅŸarıları devamlı olamaz. BaÅŸkaları ile yarışma gerektiren islerde yenilme riski nedeniyle, bu islere karşı isteksizlikleri iÅŸ ve sosyal hayatta beklenen düzeyin altına düÅŸmelerine yol açabilir.
DiÄŸer kiÅŸilik bozuklukları ile birlikte olursa ortaya daha ağır tablo çıkar.
NEDENLERÄ°
GenetiÄŸi ve biyolojisi ile ilgili pek az araÅŸtırma vardır. Psikanalizin son otuz yılda en fazla ilgilendiÄŸi çalışma konularından biridir. Psikodinamik görüÅŸe göre, çocukluk çağında yaÅŸanan korku, baÅŸarısızlık ya da bağımlılık gereksinimlerinin, ebeveynin yokluÄŸu ya da patolojisi sonucu ihmal, eleÅŸtiri ya da alayla karşılık görmesi, patolojik narsisizm geliÅŸmesine yol açabilir.
SIKLIK
Genel nüfustaki % 0.4’ün altında olduÄŸu tahmin edilmektedir. Psikiyatrik tedavi için baÅŸvuran hastalar arasında bu oran % 1-3 kadardır. Genellikle depresyon nedeniyle hastaneye yattıklarında tanınırlar. Erkeklerde biraz daha fazla görüldüÄŸü sanılmaktadır.
TEDAVÄ°
Yararlı olduÄŸu ileri sürülen tek tedavi psikanalitik bireysel psikoterapidir. Sonuçları tartışmalıdır. Tedavide kiÅŸiliÄŸe ait abartılı beklentiler, düÅŸünceler ve davranışların uygun ve gerçekci olanlarla deÄŸiÅŸimi, kiÅŸilerarası yaklaşımların düzeltilmesi ve kırılgan yap üzerinde calışılır.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
www.antalyaterapipsikiyatri.com
Åžirinyalı Mh. Ä°smet GökÅŸen Cad.
1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5
0 (242) 316 98 99
Neo Rezonans hakkında detaylı bilgi için
Neo Rezonans Antalya
sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Copyright © 2015 Antalya Terapi Psikiyatri. Web Programlama - Maxantalya