drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
YEME BOZUKLUKLARI
ZAYIFLAMA İLAÇLARI PSİKOLOJİMİZİ NASIL ETKİLİYOR?

ZAYIFLIK toplumda neredeyse hepimize empoze edilen çok önemli bir olgu haline gelmiÅŸ durumda. Modern toplumlarda ince bedene sahip olmak kabul görmektedir. Ä°steyerek diyet yapanların çoÄŸunluÄŸu daha çekici olma amacındadır. Kültür, özellikle kadınların önüne “ideal bir beden ÅŸekli” koyar. Ä°deal beden ölçüleri, “baÅŸarı”, “güzellik”, “saygınlık” gibi anlamlar kazanır.

            Ä°steyerek diyet yapanların bir diÄŸer grubu mankenler, dansçılar, balerinler, sporcular, jokeyler gibi iÅŸ yaÅŸamlarında rekabetin önemli olduÄŸu kiÅŸilerdir ve yeme bozuklukları geliÅŸtirme riskleri yüksektir. Bazı kadınların profesyonel ve sosyal taleplerle baÅŸa çıkamayıp, çatışma yaÅŸadıkları ve bedensel uÄŸraÅŸlara yönelerek diyet yaptıkları varsayılmaktadır.

DEPRESYON OBEZÄ°TEYE NEDEN OLUR MU?

 KiÅŸilerin depresyona baÄŸlı olarak kilo alabilecekleri bilinen bir durumdur. KiÅŸilerin üzüntü, stres, sıkıntı ve yalnızlık gibi durumlarda rahatlamak ve bu sıkıntılarını azaltmak için fazla yemek yeme alışkanlığına baÅŸlamaları kilo almaları için en uygun ortamı hazırlamaktadır. Bu durum aşırı ve kontrolsüz ÅŸekilde besin alımına sebep olmaktadır. KiÅŸilerin sıkıntılarından kurtulmak için sanki tek dostmuÅŸ gibi yemeÄŸe sarılmaları bir bakıma obezite hastalığına yakalanmaları için attıkları ilk adım vazifesi olmaktadır.

Depresyona giren kiÅŸilerin; çikolata, kuruyemiÅŸ ve ÅŸekerleme tüketmeleri obeziteyi tetikleyen etkenler arasındadır. Bir süre sonra bu yeme alışkanlığı bir bağımlılık oluÅŸturması sebebiyle daha hızlı kilo alımına neden olmaktadır. Özellikle çikolata gibi yiyeceklerde bulunan maddeler nedeniyle beyinde mutluluk hormonları salgılanır ve kiÅŸiler bu sayede kendilerini daha rahat ve huzurlu hissederler. Duyguların farkında olmak ve onları hissetmeye izin vermek önemlidir. Negatif duyguları hissetmek gayet normaldir.  Kendimizi iyi hissetmediÄŸimiz zamanlar, aklımızdan geçen iÅŸlevsel olmayan düÅŸüncelerimizi fark ederek olumsuz duygularımızı deÄŸiÅŸtirebiliriz. KiÅŸilerin depresyondan kurtulmaları, stres yönetimi saÄŸlamaları ve spor yapmaları onların kilo almalarını engelleyecektir. Sizleri mutlu hissettirecek diÄŸer alanlara yönelmeniz sizlere zayıflama konusunda yardımcı olacaktır. Duygusal yeme alışkanlıklarınızdan kurtulmak, hem de neyi, nasıl yediÄŸinizi öÄŸrenmek için günlük tutabilirsiniz. Yapılan araÅŸtırmalarda; günlük beslenmesini ve ruh halini kaydetmeyi alışkanlık haline getiren bireylerin, ideal kilolarına inme ve koruma açısından daha baÅŸarılı oldukları görülmüÅŸ. Böyle bir günlüÄŸe, ana ve ara öÄŸünler, açlık derecesi, yemek yenilen yerler ve zamanlar, kimlerle yenildiÄŸi, yenilen yemeklerin miktar ve çeÅŸidi, yemek sırasında kiÅŸinin neler hissettiÄŸi gibi ayrıntıların eklenmesi gerekiyor. Ayrıca depresyondayken zayıflamak için zayıflama ilacı kullanımına baÅŸvurmak zayıflamak açısından pek yararlı deÄŸildir. Zayıflama hedefine ulaÅŸabilmek için doktor, diyetisyen ve psikiyatrist psikoterapist ekibinden yardım almak baÅŸarı oranını arttıracaktır.

ÇOCUKLAR DA ZAYIFLAMA Ä°LACI KULLANILABÄ°LÄ°R MÄ°?

 Çocukluk çağında görülen obezite vakalarında temel tedavi, yaÅŸam tarzı deÄŸiÅŸikliÄŸi olup, ilaç tedavisi tartışmalı bir konudur. EriÅŸkin yaÅŸta obezite tedavisinde kullanılan ilaçların, çocukluk yaÅŸ grubunda güvenilirliÄŸi ile ilgili uzun süreli takip çalışmaları yoktur. Ancak ergenlik döneminde ve sonrasında; yaÅŸam tarzı deÄŸiÅŸikliÄŸine raÄŸmen kilo verilemiyor ve obeziteye baÄŸlı ciddi tehlikeler oluÅŸuyorsa bazı ilaçların uzman doktor kontrolü altında kullanılması gerekebiliyor. Çocuklarda Ä°nsülin direncinin, diyet ve egzersiz ile kontrol altına alınamadığı durumlarda insülin duyarlılığını artıran ilaçların kullanılması gerekebiliyor. Ancak çocuÄŸun obezite tedavisinin baÅŸarılı sonuçlar verebilmesi için beslenme ÅŸeklini ve fiziksel aktiviteyi bir davranış biçimi haline getirmesi gerekiyor.

. ZAYIFLAMA ÜRÜNLERÄ° BAÄžIMLILIK YAPAR MI?

Zayıflama ürünlerinin içinde bulunan maddeler kiÅŸide doÄŸrudan madde bağımlılığına yol açmaz. ÖrneÄŸin kafein gibi maddelerin neden olduÄŸu bağımlılık organik deÄŸil, psikolojiktir. Dolayısıyla, “Zayıflama ürünlerinin içinde bulunan kafein kiÅŸide organik bir bağımlılığa yol açar” düÅŸüncesi yanlıştır. Ancak sorunları çözmede ilaca baÅŸvurma söz konusu olduÄŸunda aspirin ve zayıflama ilacının birbirinden çok farkı olduÄŸu söylenemez. Bu yolda kullanılan her ilaç, kiÅŸide psikolojik bağımlılığa yol açabilir. Bu bağımlılık kiÅŸinin karşılaÅŸtığı zorlukları çözmesinde maddelerden yararlanma eÄŸilimini artırarak, kiÅŸide madde bağımlılığı konusunda yatkınlığa yol açabilir.

ZAYIFLAMADAKÄ° BAÅžARISIZLIK ÖZGÜVENÄ° SARSIYOR

Ä°nsanlar her ÅŸeyin kolaylaÅŸtığı bu dönemde sorunlarını hızlı bir ÅŸekilde sonuçlandırmayı tercih ediyorlar. Hız ve sonuç odaklı olma modern dünyanın bir gerçeÄŸi haline gelmiÅŸ durumda. Arzulanan bir durumu uÄŸraÅŸarak ve sabrederek gerçekleÅŸtirme düÅŸüncesi giderek terk ediliyor. Sabretme yetisi azaldıkça, insan emek vererek kalıcı kilo verme yerine vücuttan su attıran bir ilaçla geçici zayıflamayı tercih eder hale geliyor. Oysa vücuttan atılan su geri alınıyor ve kiÅŸinin eski kilosuna dönmesi ile hayal kırıklığı yaÅŸaması kesinleÅŸiyor. Bu durum hem kiÅŸinin özgüvenini yıkıyor hem de kiÅŸiyi çaresizlik ve yalnızlık duygusu içinde gittikçe artan bir mucize bekleyiÅŸine itiyor.

Son yıllarda çok sayıda kiÅŸi koruyucu ya da tedavi edici amaçlarla çeÅŸitli bitki ve bitkisel ürünleri kullanmaktadır. Shakespeare’in Romeo ve Jüliet’inde Jüliet’i derin uykuya (komaya) sokan sıvı büyük bir olasılıkla bitkisel bir zehir idi. Günümüzde de saÄŸlık çalışanları ile tüketiciler arasında bitkilerle tedavi konusundaki iletiÅŸim ve bilgilendirme eksiklikleri ölüme kadar varabilecek olaylar zincirini tetikleyebilmektedir. Çünkü bitkiler ÅŸifa amacıyla yaygın olarak kullanılmakla birlikte profesyonel saÄŸlık dünyasında yok sayılıp göz ardı edilmekte; dolayısıyla potansiyel zararları da bilimsel ortamlarda yeterli tartışılmamaktadır. Medyada yer alan eksik bilgilendirmeler, doÄŸal olan herÅŸeyin zararsız olduÄŸuÅŸeklinde yaygın bir inanışa yol açmaktadır. Oysa ki “doÄŸal olan her ÅŸey yararlıdır” düÅŸüncesi yanlıştır.

                Bir bitkide çok çeÅŸitli bileÅŸenler olup, henüz tanımlanmamış baÅŸka bir bileÅŸeni istenmeyen durumlara neden olabilir. Bazı zayıflama çaylarında adları açıklanan bitkilerin yanı sıra bildirilmeyen büyük miktarlarda diüretiklere (idrar söktürücü), laksatiflere rastlanmaktadır. Bu çaylardaki bazı bileÅŸenlerin tansiyon yükseltici ya da Na, K, plazma renin ve aldosteron düzeylerini düÅŸürücü etkileri ölüme yol açabilir

Depresyon için kullanılan binbirdelik otu (Hypericum perforatum, St.John’s wort, sarı kantaron) “herbal Prozac” olarak da satılmakta olup monoamino oksidaz ( MAO) enzimini inhibe edebileceÄŸi gibi kullanan kiÅŸilerde, serotonin, dopamin, norepinefrin düzeylerinde artışa da yol açabilir. Bu nedenle reçete edilen antidepresanlarla birlikte kullanılmamaları gerekir. Literatürde bu otun gastrointestinal rahatsızlıklar, halsizlik, konfüzyon, baÅŸ dönmesi, ağız kuruluÄŸu, saç dökülmesi, manik bozukluk, hiperaktivite, irritasyon, allerji, ışığa duyarlılık gibi istenmeyen olaylara neden olabildiÄŸi bildirilmektedir. Bedensel ve cinsel performansı artırmak amacıyla kullanılan Ginseng, uykusuzluk, baÅŸ aÄŸrısı, bulantı yapabilir

ÇoÄŸu internet üzerinden denetimsiz bir ÅŸekilde satılan bu ürünlerin içine sildenafil ve sibutramin gibi maddeler katılmaktadır. Bu bileÅŸiklerden sibutramin çoÄŸu ülkede artık yasaklanmış bir maddedir. Bu maddenin kalp ritminde bozulma, ani kalp durması, tansiyon yükselmesi, beyin fonksiyonlarında bozulma, unutkanlık, psikolojik bozukluklar, beyin kanaması, felç, karaciÄŸer bozukluÄŸu ve barsak harabiyeti gibi geri dönüÅŸsüz yan etkilere neden olduÄŸu artık kesin olarak bilinmektedir. Yukarıdaki deÄŸerlendirmelerden de açıkça anlaşılacağı gibi ülkemizde gıda takviyesi, besin desteÄŸi gibi adlar altında serbestçe satılan bitkisel ürünlerin birçoÄŸu kalite ve etkinlik açısından güvenilir deÄŸildir. Özellikle çaresiz kalan hasta ve yakınları, kaybedecekleri bir ÅŸey kalmadığı düÅŸüncesiyle her çareyi deneyebiliyor ve güvenli olup olmadıklarını deÄŸerlendirmeden bitkisel ürünlerin peÅŸinden koÅŸuyorlar. Bu yola baÅŸvuran çoÄŸu hasta, bitkisel ilaçları veya bu yolla yapılan tedavileri hekimlerinden gizleyerek uyguluyorlar.

Bitkilerin içerdiÄŸi yüzlerce çeÅŸit bileÅŸene baÄŸlı olarak beklenmedik yan etkiler geliÅŸebilir. Bunun yanı sıra bazıları toksisite gösterebilir ya da alınan diÄŸer ilaçlarla etkileÅŸime girerek kiÅŸinin rahatsızlığının artmasına neden olabilirler. Bitkilerle tedavide görülebilecek yan etkilerin saÄŸlık çalışanları ve tüketiciler tarafından bilinmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu konudaki bilimsel çalışmalar arttırılmalı ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

 

 

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist &  Psikoterapist

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

Åžirinyalı Mh. Ä°smet GökÅŸen Cad.

1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5

Tel: 0 (242) 316 98 99

 

 

 

 

 


Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu