drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
BEDENSEL HASTALIKLAR
STRES VE DÄ°YABET (ÅžEKER HASTALIÄžI) Ä°LÄ°ÅžKÄ°SÄ°

     Kan ÅŸekeri düzensizlikleri beyin ve ruhsal iÅŸlevleri etkilediÄŸi gibi tersi de geçerlidir. Ruhsal ve duygusal deÄŸiÅŸimlerden kan ÅŸekeri etkilenir. Fiziksel hastalıkların ortaya çıkışında olumsuz yaÅŸam olayları etkilidir. Bedensel hastalıklarla ruhsal hastalıklar yakından iliÅŸkilidir. Fiziksel hastalığı olanlarda, özellikle anksiyete (kaygı) ve depresyon gibi psikiyatrik bozukluklar sıklıkla eÅŸlik edebilir. Psikiyatrik bozuklukların çoÄŸunda da yorgunluk, halsizlik, baÅŸ aÄŸrıları, kas aÄŸrıları, barsak düzensizlikleri, mide ülseri, uyku ve iÅŸtah bozuklukları  gibi bedensel yakınmalar görülebilir. Depresif ve kaygılı kiÅŸilik özellikleri fiziksel hastalıktan olumsuz etkilenmeyi arttırır.

     Psikiyatrik belirtiler doÄŸrudan hastalığa baÄŸlı biyolojik deÄŸiÅŸikliklere baÄŸlı olabilir. Serebrovasküler (beyin damar) hastalıklar, Parkinson, Multiple Skleroz gibi bazı hastalıklar doÄŸrudan depresyon ve anksiyete belirtilerine neden olan fizyolojik deÄŸiÅŸikliklere neden olurlar. Ya da kronik hastalığın psikolojik bir stres faktörü olarak etki ettiÄŸi, psikolojik belirtilere neden olduÄŸu düÅŸünülebilir. Fiziksel hastalığın ÅŸiddeti, yaÅŸamı tehdit etme özelliÄŸi ve iÅŸlevselliÄŸi etkileme düzeyiyle ruhsal belirtilerin sıklığı yakından iliÅŸkilidir.

     Diyabette hastalığın ortaya çıkışı ya da alevlenmelerinde, genetik ya da fiziksel etkenler dışında ruhsal zorlanmalar, yaÅŸam olayları da etkilidir. DoÄŸrudan stresle iliÅŸkili nöroendokrin yollarla kan ÅŸekeri düzenlenmesi bozulabileceÄŸi gibi, duygusal ve ruhsal gerginliÄŸe baÄŸlı olarak hasta beslenme, insülin kullanımı, fiziksel etkinliklere iliÅŸkin kuralları aksatabilir. Hastalığın inkarı ya da öfke duyguları, hastalığa uyum sürecinde geliÅŸen psikopatolojik savunmalar, hastalığa uyumu güçleÅŸtirir. Böylece stres hem stres hormonlarını etkinleÅŸtirir; iç ortamı bozar, hem de hastanın dış ortamı ve uyumu bozulur.

    Etkin tıbbi tedaviye raÄŸmen kan ÅŸekeri düzenlenemeyen olgularda stres ve kaygı önemli bir etkendir. Böyle bir durumda tedavi dozu ve biçimini deÄŸiÅŸtirmeden önce psikolojik ve psikososyal deÄŸerlendirme yapılmalıdır.

   DÄ°YABETTE HASTALIÄžA UYUM VE EMOSYONEL TEPKÄ°LER

   YetiÅŸkin yaÅŸtaki diyabetli hastalarda tedavi gerektirecek ÅŸiddette psikiyatrik bozuklukların %20 oranında geliÅŸtiÄŸi bildirilmiÅŸtir. Ancak yarısının tanınamadığı bilinmektedir. O nedenle hastanın muayenesinde bedensel yakınmaların yanı sıra düÅŸünsel,duygusal ve davranışsal durumunun dikkate alınması önemlidir.

                 Diyabetli hastalarda duygusal tepkiler ve uyum güçlükleri en sık karşılaşılan sorunlardır. Hastalık sonrası ortaya çıkan bu tepkiler hastalığın ÅŸiddetine, hastanın kiÅŸilik yapısına çevresel faktörlere göre deÄŸiÅŸmekle birlikte bazı ortak kaygı alanları vardır.En yaygın görülen, içsel ve dış ortamla uyumunu bozabilecek tepkiler ;

  Kendi kendine yeterliliÄŸi ve bağımsızlığını kaybedeceÄŸi korkusu

  Bedeni üzerinde denetimi kaybedeceÄŸi korkusu

  Vücut organ ve bölümlerinin zedeleneceÄŸi korkusu

  Çevresinin ilgi ve desteÄŸini kaybedeceÄŸi endiÅŸesi

  Cinsel yeterliliÄŸinin kaybedileceÄŸi endiÅŸesi

  GeçmiÅŸte yaptıkları ya da yapamadıklarına iliÅŸkin cezalandırılma korkuları

  Kronik bir hastalıkla karşı karşıya kalma sonucu özgüvende zedelenme

  Hastalığa karşı yas reaksiyonu, isyan duygusu,inkar, kaygı, depresyon, kızgınlık tepkileri.

DÄ°YABETTE PSÄ°KÄ°YATRÄ°K SENDROMLAR VE PSÄ°KOSOSYAL SORUNLAR

   Diyabetli hastada davranış, duygu, biliÅŸ ve kiÅŸiler arası iliÅŸkilerde ortaya çıkan tepkiler hasta, aile ve tedavi ekibi için, tedavi sürecinde güçlüklere yol açabilir. Ä°lerleyen hastalığın kiÅŸi tarafından algılanma biçimi, ciddi ruhsal tepkilere neden olabilir. Ruhsal-davranışsal durum diyabetin klinik belirtilerini, gidiÅŸini ve tedaviye yanıtını etkileyebilir.

 DEPRESYON

  Depresyonun fiziksel bir hastalığın sonucunda ortaya çıkabileceÄŸi ve özellikle yaÅŸlılarda riskin arttığı bilinmektedir. Çok sayıda çalışmada depresyonun hipertansiyon, kalp hastalıkları, kanser, inme, angina( göÄŸüs aÄŸrısı) ve diyabet gibi hastalıklar için baÅŸlatıcı bir faktör olabileceÄŸi bildirilmiÅŸtir.

  Depresyonun eÅŸlik ettiÄŸi diyabetik hastalarda motivasyonun azalmasına baÄŸlı olarak kilo alımını önlemek diyet ve egzersiz gibi yaÅŸam biçimini içerecek düzenlemeleri yapmak güçleÅŸebilir. Depresyona baÄŸlı nörohormonal ya da nörotransmitter düzeyindeki deÄŸiÅŸiklikler ve immun(bağışıklık sistemi) deÄŸiÅŸikliklere baÄŸlı diyabetin seyrinde kötüleÅŸme olabilir.

  DüÅŸük eÄŸitim düzeyi, evlenmemiÅŸ olma,sosyal desteÄŸin düÅŸük olması,kronik stresörler, kötü yaÅŸam olayları, ekonomik sorunlar,iÅŸlevsellik kaybı  depresyon riskini arttırır. Kadınlarda psikolojik sorunlar erkeklere göre iki kat fazladır

   EÅŸlik eden depresyon,hastalığın gidiÅŸini olumsuz etkileyebileceÄŸi gibi hastalığın komplikasyonlarının (istenmeyen sonuçları) ortaya çıkması da depresif tablonun ÅŸiddetini arttırmaktadır.

BELÄ°RTÄ°LER

  Hiçbir ÅŸeyden zevk alamama, ilgisizlik ve isteksizlik

  DeÄŸersizlik duyguları, suçluluk düÅŸünceleri yaÅŸadıklarını yaptığı ya da yapmadıklarının sonucu olarak kendisine yönelik bir ceza olduÄŸunu düÅŸünme.

  Kendisini deÄŸersiz hissetmesi

  BaÅŸarısızlık ve çaresizlik düÅŸünceleri

  Tekrarlayıcı ölüm  düÅŸünceleri

  Kararsızlık

  AÄŸlama nöbetleri.

Hasta etkin olmasına karşın tedaviyi reddediyorsa, tıbbi durumu dengede olmasına raÄŸmen kendisini iyi hissetmiyorsa, tıbbi durumunun elverdiÄŸinden daha alt düzeyde iÅŸlev görüyorsa, ilgi alanlarına yönelik isteÄŸi azaldıysa depresyon yönünden düÅŸünmek gerekir.

ANKSÄ°YETE BOZUKLUKLARI

  Duygulanımda kaygı, korku, sıkıntı hali olup fizyolojik, biliÅŸsel ve davranışsal belirtileri içerir. BenliÄŸin kendini tehdit altında hissettiÄŸi gerilim halidir. Hastalığa baÄŸlı ve ölüm korkusu, hasta olmanın kiÅŸi açısından önemi ve sembolik anlamı tehlike ve kaygı duygusu uyandırabilir. Diyabetli hastalarda anksiyete belirtilerinin %40 gibi yüksek oranlarda görüldüÄŸü bildirilmiÅŸtir.Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir.

   Åžiddeti bozukluk düzeyinde ulaÅŸmayan anksiyete belirtileri de iÅŸlevselliÄŸi ve yaÅŸam kalitesini olumsuz etkilemekte ve hastanın tedaviye uyumunu bozmaktadır. Anksiyete bozukluklarının tanınması ve tedavi edilmesi, hastanın uyumunu ve yaÅŸam kalitesini artıracak ve diyabetin düzenlenmesini kolaylaÅŸtıracaktır.

  Aşırı endiÅŸe ve anksiyete durumu

  KiÅŸi endiÅŸesini denetlemede güçlük çeker

  Huzursuzluk, aşırı heyecan,  endiÅŸe

  Kolay yorulma

  DüÅŸüncelerini yoÄŸunlaÅŸtırmakta güçlük çekme ya da zihnin durmuÅŸ gibi olması

  Ä°rritabilite (huzursuzluk)

  Kas gerginliÄŸi

  Uyku bozukluÄŸu 

   Fobiler, özellikle kan ve yaralanma fobileri hastanın kan vermeden ve giriÅŸimsel tetkiklerden kaçınması nedeniyle tedaviye devam etmesini engelleyebilir; psikolojik stres ve zorlanmayı artırabilir.

DÄ°YABETLÄ° HASTA VE AÄ°LESÄ°

   Kronik bir hastalık tanısı konması, kiÅŸide olduÄŸu kadar ailede de krize neden olabilir. Önceki iliÅŸkilerin de niteliÄŸine baÄŸlı olarak, hasta ile aile arasında güçlüklere yol açabilir. Ailenin aşırı koruyucu ve kaygılı olması, hastanın olumsuz ve riskli tutumlarını aşırı hoÅŸgörüyle karşılayıp boyun eÄŸmesi  ya da ilgisiz, dışlayıcı tutumları hasta ve tedavi ekibi için zorluk yaratır.

  Ä°liÅŸkilerin dengeli ve çatışmasız olduÄŸu, duyguların rahatça ifade edilebildiÄŸi ve iyi iÅŸbirliÄŸi yapan ailelerde hastanın uyumu daha iyi olmaktadır. Aile içinde ilgili, ancak aşırı kaygılı ve koruyucu olmayan tutum hastanın uyumunu arttırmaktadır. Varolan çatışmaların rahatça konuÅŸabilmesi, hastalık sonrası duyguların açıkça ifade edilebilmesi olumlu özelliklerdir. Ancak çatışmaların karşılıklı olarak inkar edilmesi, görmezden gelinmesi sorunların çözümünü zorlaÅŸtırabilir.

  Hastanın ve ailenin hastalığa gerçekçi ve akılcı uyumunda hekimin tutumu da önemlidir. Yeterli zaman ayırma, bilgilendirme, duyguların ifade edilmesine izin verme bu bakımdan yararlıdır. Hastanın kaygılarını arttırmayacak düzeyde doÄŸru bilgilendirme, hastalığın doÄŸru anlaşılması kolaylaÅŸtırılır. Tıbbi duruma iliÅŸkin yetersiz bilgi verilmesi, tedavi seçeneklerinin açıkça tartışılmaması hastalığa iliÅŸkin korkutucu ve yıkıcı algılar geliÅŸtirilmesine kolaylaÅŸtırabilir. Sorunların tanımlanıp çözüm önerilerinin tartışılması, ilerleyen süreçte hastanın tedavi sürecine aktif katılımını kolaylaÅŸtıracaktır. Hekimin tüm sorumluluÄŸu alması kadar hastaya yüklemesi de sorun yaratabilir. DoÄŸru tutum ve süreçte ortak katılım önemlidir.

  Ä°LAÇ TEDAVÄ°SÄ°  VE PSÄ°KOTERAPÄ°

   Hastada anksiyete bozukluÄŸu ya da depresyon saptandıysa psikotrop ilaç kullanmak gerekecektir. Olguya  ya da hastanın psiÅŸik durumuna göre ilaç tedavisi, psikoterapi , relaksasyon teknikleri, aile ve grup tedavileri yararlı olabilir.

    Psikoterapötik yaklaşımlar hastanın tedaviye uyumunu kolaylaÅŸtırması nedeniyle diyabet tedavisinde önemlidir. Diyabetli kiÅŸi ihtiyaçları ve dürtüleri ile zorunluluk ve engelemeler arasında denge saÄŸlamak zorundadır. Hastalık ve komplikasyonları, beden görümünde iliÅŸkin endiÅŸeler, iÅŸ, aile,okul sorunları, aile ve toplumsal rollerde zorlanmalara neden olur. Hastanın insülin gereksinimi, enjeksiyonlar, beslenme ve yaÅŸam biçimi deÄŸiÅŸiklikleri ve hareket kısıtlılığı yaÅŸam alanlarını kısıtlar. Ancak yaÅŸam boyu süren bir hastalık olması nedeniyle, hastanın yeni uyum ve denge geliÅŸtirmesi zorunludur. Diyabetli bir hastada fiziksel tedavi ile psikiyatrik tedavinin eÅŸ zamanlı olarak yapılması önemlidir.

   Kognitif davranışçı terapinin diyabetik hastalarda baÅŸetme becerilerini arttırdığı, anksiyete ve hipoglisemi(kan ÅŸekeri düÅŸüklüÄŸü) korkusunu azalttığı bildirilmiÅŸtir

   Psikofarmakolojik tedaviler ve psikoterapinin birlikte uygulanması tedaviye yanıtı arttırmaktadır. Tedavi ekibinin saÄŸaltım tekniklerinin hasta tarafından kabul edilmesindeki destekleyici tutumu ve hastanın endiÅŸe ve duygularını ifade etmesine izin veren tutumu son derece önemlidir. Bilgilendirme ve eÄŸitim göz ardı edilmemesi gereken yaklaşımlardır. Psikiyatrik tedaviler birincil tedaviyi üstlenen hekimlerle iÅŸbirliÄŸi içinde yapılmalıdır.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist &  Psikoterapist

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

Åžirinyalı Mh. Ä°smet GökÅŸen Cad.

1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5

Tel: 0 242 316 98 99 



Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu