Tarih öncesinden beri ilkel topluluklarda ruh ve beden arasında bir iliÅŸkinin olduÄŸu bilinmektedir. Hastalıkların kötü ruhlar tarafından oluÅŸturuldukları düÅŸünülerek trepenasyon gibi yöntemler uygulanmıştır.
Socrates “ Ne baÅŸsız bir gözü, ne de bedensiz bir başı tedavi etmek uygun deÄŸildir” diyerek psikosomatik tümgücü ortaya koymuÅŸtur.
Psikosomatik tıp anlayışı ruh-beden bütünlüÄŸü ve bunlar arasındaki etkileÅŸim üzerinde duran insanı biyopsikososyal bir bütün olarak ele alan tıp anlayışıdır.
Psikosomatik tıp anlayışı psikolojik etkenlerin tüm hastalıkların geliÅŸiminde önemli olduÄŸunu varsayar ancak hastalığa yatkınlıkta baÅŸlamasında ilerlemesinde ya da alevlenmesinde ya da hastalığa verilecek tepkide ki rolü tartışmaya açıktır ve hastalıktan hastalığa deÄŸiÅŸkenlik göstermektedir.
Bu hastalar da beden yapısal bir deÄŸiÅŸiklik ya da iÅŸlev bozukluÄŸu gösteren oluÅŸ depreÅŸme ağırlaÅŸma iyileÅŸme nedenleri arasında psikososyal etkenlerin önemli yer aldığı somatik bozukluklardır.
Öte yandan modern psikosomatik bozukluklar teriminin dezavantajı aslında bulunmayan bir ikilemi hatırlamasıdır.Hiç bir somatik hastalık etkenlerinden tamamen korunmuÅŸ olmadığından ve en psiÅŸik konversiyon bile tamamen somatik bir temele oturabildiÄŸinden aslında her hastalık psikosomatiktir sonucuna varılmaktadır.
PSÄ°KANALÄ°TÄ°K (BÄ°LÄ°NÇALTI) YAKLAÅžIMLAR
Freud a göre konversiyondapsikojenik bir köken bulunmakla birlikte, somatik sistemlerin dahil olması söz konusudur.
Bilinçdışı bir çatışmanın yer deÄŸiÅŸtirmiÅŸ sembolik bir durumu gerçekleÅŸmektedir. Sadece istemli kasların ve duyusal motor sinir sisteminin uyardığı organlar etkilenmektedir .
Belirli kiÅŸilik özelliklerinin belirli psikosomatik hastalıklarla iliÅŸkili olduÄŸunu ileri sürülmüÅŸtür.
HASTALIKLARDA KİŞİLÄ°K ÖZELLÄ°KLERÄ°
Ä°nsanların içsel durumun fark etmelerive duyguların sembolik baÄŸlantılarını oluÅŸturma yeteneÄŸinde bireysel farklılıklar bulunmaktadır.
Çatışmalarla iliÅŸkili duygulanımlarını ifade edilebilme kapasitesinde geliÅŸimsel duraklamalar vardır, duygularını ifade etmez bilinçaltına bastırabilirler, psikosomatik hastalıklara yol açabilir.
SAVAÅž ya da KAÇ….
1920 lerdePsikofizyolojik yaklaşımlar stresin hastalıkla iliÅŸkisi ile ilgili olarak, otonom sinir sisteminin uyarılmasıyla hipertansiyon, taÅŸikardi ve kardiyak çıkışta artışla kendini gösteren "savaÅŸ ya da kaç" yanıtına hazırladığını gösterilmiÅŸtir.
Bu durum savaÅŸabilen ya da kaçabilen hayvanlar için uygun olduÄŸundan, uygarlaÅŸmış insanlar her ikisini de yapamadıklarından bireylerde ortaya çıkan stres hastalıklarla sonuçlanmıştır.
YaÅŸayan organizma hiyerarÅŸik olarak düzenlenmiÅŸ alt sistemlerden, hücrelerden organlara, bireylere, ailelere, toplumlara kadar uzanır.
HASTALIKLARA GENEL UYUM SÜRECÄ°
Bu durumda hangi bölgenin hastalanacağını ise ÅŸu durumların belirlediÄŸi düÅŸünülmektedir:
*Bilinç dışı cinsel fanteziler ve hastalanan bölgenin bunun karşılığı olan erojenitesi
*Tamamen fiziki olaylar
*En fazla gerilim altında bulunan organ/organlar
*Organın, bilinç dışı güdüyü sembolik biçimde anlatabilecek iÅŸlev yeteneÄŸi
PSÄ°KOSOMATÄ°K BOZUKLUKLARIN OLUÅžUMUNDA SOSYOKÜLTÜREL YAKLAÅžIMLAR
Biyopsikososyalyaklaşıma göre, psikosomatik hastalık oluÅŸumunda çocukluk çağından kalma yitim ve ayrılık duygusuna koÅŸut giden çaresizlik duygusunun önemini vurgulamıştır. Ruhsal ve bedensel birçok hastalıkta "vazgeçme-vazgeçilme" durumları üzerinde durmuÅŸtur.
ÇocuÄŸa bakan anne duygusal olarak hazır deÄŸil ya da uygun deÄŸilse ebeveynin duygusal gel-gitleri çocuÄŸun duygularını ifade edebilme yeteneÄŸini olumsuz etkileyebilir.
Kültürün anneyi etkilediÄŸi, annenin çocuÄŸuyla olan iliÅŸkilerinin etkilenmesi yoluyla da çocuÄŸun etkilendiÄŸi tespit edilmiÅŸtir.
Ä°nsanın genetik, doÄŸum öncesi ve erken çocukluk yaÅŸantısına ait etkenler birbiri ile etkileÅŸim halinde olup, bu etkenler psikososyal çevre ile bir denge halindedir. Psikosomatik hastalıklarda bu dengenin bozulması, bu bozulmaya karşı organizmanın kendi olanaklarıyla yeterli ya da yetersiz biçimde bir çözüm bulmaya, en azından uyum saÄŸlamaya çalışmasıdır.
Bir psikosomatik hastalığın fiziksel ve kiÅŸilerarası iÅŸlevlerin pek çok düzeyinde ortaya çıkan bozulmalar sonucunda oluÅŸtuÄŸu düÅŸüncesi, hastalıkların meydana geliÅŸ tarzlarını ve tedavi aÅŸamalarını belirleme konusunda yararlı bir yaklaşımdır.
AÄ°LE Ä°ÇÄ°NDE SORUNLAR YAÅžAYAN BÄ°R KİŞİDE BEDENSEL BÄ°R HASTALIÄžIN GELİŞİM KADEMELERÄ°:
ÇaÄŸdaÅŸ psikiyatrik araÅŸtırmalar, biyolojik ve sosyal vektörlere akıl/beyin cevap verirken her ikisiyle birlikte yapılanmaktadır. Ana beyin yolları genomda belirtilmiÅŸtir, ayrıntılı baÄŸlantılar dünyadaki sosyal olarak düzenlenmiÅŸ deneyimlerle ÅŸekillenmekte ve bunları yansıtmaktdır.
Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist
CETAD Antalya Temsilcisi
www.antalyaterapipsikiyatri.com
ÅžirinyalıMh. Ä°smet GökÅŸen Cad.
1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5
Tel: 0 (242) 316 98 99
facebook.com/antalyaterapipsikiyatri
https://twitter.com/DrSevilayZorlu
Neo Rezonans hakkında detaylı bilgi için
Neo Rezonans Antalya
sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Copyright © 2015 Antalya Terapi Psikiyatri. Web Programlama - Maxantalya