1952’de yayınlanan DSM-I’de “şizofrenik reaksiyonlar” “psikojenik orijinli veya beyindeki sebebi tam açıklanamayan fiziksel veya yapısal değişikliğe bağlı bozukluklar” başlığı altında yer almıştı. Bu tanımlamanın “dementia praecox”la eş anlama geldiği de ifade edilmişti. Gerçekle ilişkide ve değerlendirmede bozulmayla karakterize, afektif, davranışsal ve entelektüel bozulmanın da değişik düzeylerde eşlik ettiği bir gurup psikotik reaksiyonu tanımlıyordu. Gerçeklikten kopma, düşünce akışında bozulmalar, regresif davranışlar, duygusal düzensizlik ve bazılarında kötüleşmeye eğilim olduğu ifade edilmişti.
Tanımlanan şizofrenik reaksiyon tipleri:
1968’de yayınlanan DSM-II’de, tüm dünyada bir birlik sağlanması amaçlanarak WHO’nun hazırladığı ICD-8 temel alındı ve “şizofrenik reaksiyon” “şizofreni” haline geldi. Şizofreni, psikotik duygudurum bozukluklarından ayrılmaya çalışıldı.
Şizofreni şu şekilde tanımlanmıştı;
“düşüncede, duygudurumunda ve davranışta bozulmanın olduğu bir gurup bozukluktur. Düşüncede bozulma, gerçeğin yanlış değerlendirilmesine ve bazen sanrı ve varsanılara sebep olabilen kavram oluşumundaki değişikliklerle karakterizedir. Bu sıklıkla psikolojik olarak kişiliğin korunması amacıyla yapılır. Duygudurumundaki değişiklikler ambivalan, sınırlı ve uygunsuz duygusal cevapları ve diğer kişilere empati eksikliğini içerir. Davranış azalmış, regresif ve garip olabilir. Birincil olarak düşünce bozukluğu düşünülen şizofreniler majör duygudurum bozukluklarından ayırt edilmelidir. Paranoid durumlar gerçekliğin daha az bozulması ile ve diğer psikotik semptomların azlığı ile şizofreniden ayrılmalıdır.”
DSM-II’deki alttipler şunlardır
1980’de DSM-III tanımlamalarda çığır açan yeniliklerle yayınlandı. Gözlenebilen belirtilere dayalı daha kesin tanı kriterleri sundu. Daha sonra DSM-IV’te de devam eden şu temel tanımlamaları içeriyordu:
DSM-III’te 6 kriter vardı:
(3 tanesi sanrı olan,
2 tanesi işitsel varsanı olan,
1 tanesi afektif bozulma, sanrı veya katatoni/dezorganize davranışla ilişkili olan düşünce bozukluğu)
Bu kriterlerin yanında paranoid, katatonik, ve rezidüel alttipler aynı şekilde kaldı. Hebefrenik tip “dezorganize tip” olarak değiştirilirken, kronik farklılaşmamış tip sadece “farklılaşmamış tip” olarak adlandırıldı. Şizoafektif tip “şizoafektif bozukluklar” olarak ayrı bir kategoride sınıflandırıldı. Diğer bir yenilikte gidişin subkronik, akut alevlenmeli subkronik, kronik, akut alevlenmeli kronik ve remisyondaki kronik olarak sınıflandırılmasıydı.
1987’deki DSM-III-R’de de şizofreni için yenilikler vardı. “A” kriterindeki sanrılar bizar ve bizar olmayan olarak ikiye ayrıldı. İşitsel olmayan varsanılar eklendi. “A” kriterindeki belirtiler için en az 1 hafta süre istendi. “B” kriteri daha açık hale getirildi. “C” kriteri; şizofreninin aktif döneminde bir duygudurum bozukluğu olmasını dışlama kriteri olarak belirlendi. “D” kriteri DSM-III’teki “C” kriterine “başlatmadaki, ilgideki ve enerjideki yoksunluk” tanımını ekledi. Yaş sınırı kaldırıldı. Organik Mental bozukluk dışlanırken, komorbid otistik bozukluğa da dikkat çekildi.
DSM-IV’te çok fazla değişiklik yoktu. A kriterinde istenen süre 1 aya çıkartıldı, “negatif belirtiler” tanımlandı ve çağrışımlarda gevşeme kaldırılarak yerine “dezorganize konuşma” eklendi. Prodromal ve rezidüel dönemlerin kriterleri çıkartıldı. Organik bozukluğu içeren kriter, “bir maddenin direk fizyolojik etkileri”ni içerecek şekilde düzeltildi. Otistik bozukluk “tüm gelişimsel bozukluklar” olarak genişletildi. Alttipler aynı kaldı.
ŞİZOFRENİ İÇİN DSM-IV TANI ÖLÇÜTLERİ
(1) hezeyanlar (sanrılar)
(2) hallüsinasyonlar (varsanılar)
(3) dezorganize ( karmakarışık) konuşma (örn. çağrışımlarda dağınıklık (sık sık konu dışı sapmalar gösterme) ya da enkoherans)
(4) ileri derecede dezorganize ya da katotonik davranış
(5) negatif semptomlar, yani affektif donukluk (tekdüzelik), aloji (konuşamazlık) yada avolisyon
NOT: Hezeyanlar bizar ise ya da hallüsinasyonlar kişinin davranış ya da düşünceleri üzerinde sürekli yorum yapmakta olan seslerden ya da daha fazla sesin birbiriyle konuşmasından oluşuyorsa A tanı ölçütünden sadece bir semptomun bulunması yeterlidir.
Şizofreni İçin Uzunlamasına Gidişin Sınıflandırılması
Aktif-evre semptomlarının ilk başlangıcından en az 1 yıl geçtikten sonra bu belirleyiciler uygulanılabilir:
Neo Rezonans hakkında detaylı bilgi için
Neo Rezonans Antalya
sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Copyright © 2015 Antalya Terapi Psikiyatri. Web Programlama - Maxantalya