drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
ÇOCUK GELİŞİMİNDE SIKÇA SORULAN SORULAR
TEK ÇOCUK

 

Tek çocuklu aile sayısı her geçen gün artmaktadır. Gerek sosyo-ekonomik nedenler gerekse ailelerin birden fazla çocuÄŸa yeterli ilgiyi gösterememe kaygıları tek çocuklu aile sayısının artmasına neden olmaktadır.

Tek çocukla yetinen aileler genellikle çocuk sahibi olmaya fazla deÄŸer veren ve çocuk yetiÅŸtirme konusunda kaygıları olan ailelerdir. Bu aileler çocuklarının geliÅŸim dürtülerini engellememeye, zihinsel ve psikolojik geliÅŸimlerini desteklemeye önem verirler. Bu kaygıyla çocuklarını çok koruyup kollama, ortaya çıkabilecek her türlü problemde kendilerinde bir hata arama eÄŸiliminde olabilirler. Bu da çocuÄŸa uygulayacakları disiplinde dengesizliklere yol açabilir. ÖrneÄŸin çocuÄŸun her isteÄŸini karşılamaya çalışmak, tüm kararları çocuÄŸa verdirtmek büyük sorunlara neden olabilir. Çünkü çocuklar kendi ihtiyaçlarının karşılanmasında diretseler de bir ÅŸekilde sınırlandırılmaya ihtiyaç duyarlar. Davranışlarına, yaÅŸlarına uygun sınırlar getirildiÄŸinde daha huzurlu, daha yaratıcı olurlar. Her konuda kendi istedikleri olsun, kendileri karar versin isterler ama bu kararların ya da davranışların sonucunun sorumluluÄŸunu almaya hazır olmayabilirler. Bu da çocuÄŸun baÅŸarısızlık yaÅŸamasına ve  “sen istedin böyle oldu” gibi suçlanmalara neden olabilir.

Tek çocuklar bütün çocuklar gibi uygun anne-baba tutumuyla problemsiz bir yaÅŸam sürdürebilirler. Unutulmaması gereken konu çocuk sayısının deÄŸil, anne-baba tutumunun önemli olduÄŸudur.

Ä°lk üç yılda bütün çocuklar tek bir kiÅŸinin sürekli ilgisine muhtaçtırlar ve mümkün olduÄŸunca anne ile temaslarının yoÄŸun olması önemlidir. Bu dönemde çocukların bu tek kiÅŸilik yoÄŸun ilgi ihtiyacı karşılanabilirse; bu dönemi saÄŸlıklı bir ÅŸekilde geçirirler. Ancak üç yaşından sonra tam bir sosyalleÅŸme ve birey olma dönemine girilir. Yuva gibi sosyal bir kuruma gitmek bu dönemde çocuÄŸun sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için önemlidir. EÄŸer çocuk böyle bir kuruma gidebilirse, yaşıtlarıyla ya da baÅŸka çocuklarla bir arada olma, oyun oynama ve yaÅŸantıdan deneyim kazanma ihtiyacı  karşılanabilecektir. Ancak çocuk üç yaşına gelmiÅŸ olmasına raÄŸmen hala sadece yetiÅŸkinlerle birlikte oluyorsa, çocuklarla zaman geçirme fırsatı verilmiyorsa, bu durum çocuÄŸun sosyalleÅŸmesini ve yaşıtlarıyla saÄŸlıklı iliÅŸkiler kurabilmesini geciktirebilir. Çocuk paylaÅŸmayı, beklemeyi, dinlemeyi, kurala uymanın önemini ve bir gruba ait olmanın keyfini en etkili çocuklarla yaÅŸadığı deneyimde öÄŸrenebilir.

Tek çocuklu ailelerde çocuk için ayrılan özel zaman,  çok çocuklu ailelere göre ister istemez daha fazladır. Aileler zamanlarını iyi organize ederlerse çocuÄŸun her tür psikolojik ihtiyacını karşılamaları için gerekli fırsatı bulabilirler. Tek çocuk olmanın belki  de en önemli avantajı budur.

Anne ve babanın söz birliÄŸi içinde ortak bir disiplin anlayışı geliÅŸtirmeleri ÅŸarttır. ÇocuÄŸun istenmeyen bir davranışı bir ebeveyn tarafından engellenmeye çalışıldığında diÄŸer ebeveynin müdahale edip çocuÄŸun bu davranışını sürdürmesine izin vermesi, hem çocuÄŸun kuralları öÄŸrenememesine , hem de anne-baba arasında çatışmalara neden olur. Bu ise; sorun yaÅŸanmasına neden olan çocukta,  suçluluk duygularına neden olabilir.

TEK ÇOCUKLARIN Ä°LERÄ°DEKÄ° YAÅžANTILARI NASIL ETKÄ°LENÄ°R?

      Tek çocuk olarak ben-merkezciliÄŸi pekiÅŸtirilen, ilgi merkezi olmaya alıştırılan; her ihtiyacı, hiç geciktirilmeden karşılanan, sosyalleÅŸmesine fırsat verilmeyen bir çocuk aynı ilgiyi ilerideki yaÅŸantısında da isteyecektir .

      Girdikleri sosyal ortamlarda, okulda, iÅŸte, yakın iliÅŸkilerinde aynı ilgiyi göremediklerin de, öncelikli konuÅŸma ve karar verme hakkı onlara verilmediÄŸinde hayal kırıklığı ve öfke yaÅŸayabilirler, çevrelerine agresif davranabilirler  ya da tam tersi olarak yeterince sevilmeye deÄŸer olmadıklarını düÅŸünüp içe kapanabilirler.

      Doyumsuz olabilirler, çabuk bıkarlar, mutlu olmaları birçok koÅŸula baÄŸlı olduÄŸundan kolay mutlu olamazlar, paylaÅŸmakta zorluklar yaÅŸayabilirler.

      Sosyal ortamlarda kabul görmeyebilir, dışlanabilirler.

      Ä°htiyaç ve isteklerini baÅŸkalarının istek ve ihtiyaçlarıyla çakıştığında erteleyemezler.

      Sürekli anne-babasıyla ya da ailedeki diÄŸer yetiÅŸkinlerle olmaya alışan çocukta güven geliÅŸimi de olumsuz etkilenir. BaÅŸka ortamlarda da kendine güvenemez, anne-babaya bağımlı kalabilirler. Bu da, yetersizlik duygularına ya da her ortamda ayrıcalıklı olmak istemelerine neden olabilir.

      Sadece yetiÅŸkinlerle birlikte olan çocuklar, kendilerine yetiÅŸkinleri model aldıkları için kendilerinden beklentileri yüksek olabilir ve mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olabilirler. Bu ise, en ufak hatalarında mutsuz olmalarına ve baÅŸaramama endiÅŸesine dönüÅŸebilir, yeni ÅŸeyleri ve durumları deneme konusunda, baÅŸaramama korkusuyla çekingen davranabilirler.   EleÅŸtiriye tahammülsüz olabilirler.

      Okulda ve iÅŸ yaÅŸamında sebatsızlık ve uyum sorunları olabilir.

 

ÖNERÄ°LER

      Tek çocuÄŸa; öncelikle tek çocuk olarak deÄŸil, çocuk olarak davranmalı.

      Anne ve baba söz birliÄŸi içinde ortak bir disiplin anlayışı geliÅŸtirmeli.

      Yaşına  uygun kurallar koymalı; bu kurallar kararlılık içinde uygulanmalı. Çocuk kurala uymanın keyfini, bundan yaÅŸayacağı kabulün mutluluÄŸunu yaÅŸayabilmeli. 

      Beklemeyi, sabretmeyi öÄŸretmeli; her istediÄŸini anında karşılama çabasına girilmemeli,gerekli olduÄŸu düÅŸünülen  istekleri karşılanmalı. Ä°steklerinin yaşına ve ailenin koÅŸullarına uygun sınırları olması saÄŸlanmalı.

      Üç yaşından sonra yaşıtlarıyla ya da baÅŸka çocuklarla bir arada olması saÄŸlanmalı. Yuvaya gönderme imkanı yoksa bile çocuÄŸu olan ailelerle görüÅŸüp, çocukların bir arada olmasına, oyun oynamalarına, arkadaÅŸlıklar kurmalarına fırsat verilmeli.

      Çocukla  iyi iletiÅŸim kurulmalı. Kendisini yalnız ya da mutsuz hissettiÄŸinde anne ve babasını duygularını anlatabilecek kadar  kendisine yakın hissetmesi saÄŸlanmalı.

      YapabileceÄŸinden fazla ÅŸey beklenmemeli. Hep mükemmel olmaya çalışmak çocuÄŸu yorar ve baÅŸarısızlık korkusunu artırır.

      ÇocuÄŸa söz hakkı verilmeli. Ama bu, tüm kararları çocuÄŸa aldırmak ÅŸekline dönüÅŸmemeli. Uygun karar alternatiflerini sunarak, çocuÄŸun birisini seçmesi istenmeli. (örneÄŸin; bu oyuncak arabayı alamayız, paramız yetmiyor ama bu uçağı ya da gemiyi alabiliriz gibi)

      BireyselliÄŸinin geliÅŸmesi  desteklenmeli. Giyinme, soyunma, yemek yeme, temizlik gibi her türlü özbakımını yapmasına fırsat verilmeli. Evde sorumlulukları olmalı, büyüklerine bağımlı olmadan kendi ihtiyaçlarını karşılaması için desteklenmeli.

      Anneanne, babaanne gibi aile büyükleri genelde çocukların ben-merkezciliklerini pekiÅŸtirici ÅŸekilde davranırlar.  Onlara mümkün olduÄŸunca ve kibarca engel olunmalı, anne-babanın  kuralları doÄŸrultusunda hareket etmeleri saÄŸlanmalı.

       Unutulmamalıdır ki, bütün bu sorunlar aslında sadece tek çocuk olduÄŸu için deÄŸil uygun olmayan anne-baba tutumları söz konusu olduÄŸu için yaÅŸanan sorunlardır.

 

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist &  Psikoterapist

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

www.facebook.com/AntalyaTerapiPsikiyatri

twitter.com/DrSevilayZorlu

Åžirinyalı Mh. Ä°smet GökÅŸen Cad.

1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5

Tel: 0 242 316 98 99 



Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu