FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLERI:
Farmakodinamik özellikleri:
Reboksetin, noradrenalinin son derece selektif ve güçlü bir geri alim
inhibitörüdür.
Noradrenalin geri aliminin inhibisyonu sonucunda sinaptik aralikta
noradrenalin düzeyinin artmasi ve noradrenerjik iletinin modifikasyonu, bilinen
antidepresan ilaçlarin en önemli etki mekanizmalari arasinda yer almaktadir.
In vitro çalismalar, Reboksetin’in adrenerjik (a1, a2, ß) ve muskarinik
reseptörlere anlamli derecede afinitesinin olmadigini göstermistir. Diger
antidepresan ilaçlarin, bu tür reseptörlere baglanmalari nedeniyle
kardiyovasküler, antikolinerjik ve sedatif yan etkilerinin ortaya çiktigi
açiklanmistir.
Reboksetin, terapötik dozlarda, histamin ve dopamin reseptörlerine önemli
derecede baglanmamaktadir.
Saglikli gönüllülerde, Reboksetin’in 1 ve 3 mg’lik tek dozlarinin verilmesini
takiben, doza bagli EEG modifikasyonlari (fronto-santral derivasyonlarda teta
ve hizli beta dalgalarinda azalma) ve performansta iyilesme ile karakterize
(peg-board testi) Santral Sinir Sistemi (SSS) belirtileri görülmüstür.
Farmakokinetik özellikleri:
Saglikli genç ve yasli gönüllülerde, depresyonlu hastalarda, böbrek ya da
karaciger yetmezligi olan kisilerde tek veya birden fazla dozun oral
verilmesinden sonra Reboksetin’in farmakokinetigi incelenmistir.
Saglikli gönüllülere oral olarak 4 mg’lik tek doz Reboksetin’in verilmesinin
ardindan 2 saat içerisinde yaklasik 130 ng/ml’lik pik düzeylere ulasilmistir.
Eldeki veriler mutlak biyoyararlanimin en az % 90 oldugunu göstermektedir.
Reboksetin’in plazma düzeyleri yaklasik 13 saatlik bir yarilanma ömrü ile
monoeksponensiyel olarak azalmaktadir. Bes gün içinde sabit durum kosullari
gözlenmistir. Klinik olarak tavsiye edilen doz araliklarinda farmakokinetigin
dogrusal oldugu kanitlanmistir.
Reboksetin’in tüm vücut sivilarina dagildigi düsünülmektedir. Reboksetin, ilaç
konsantrasyonuyla önemli derecede iliskili olmaksizin insan plazma
proteinlerine (albumine kiyasla a1-asit glikoproteinine belirgin derecede daha
yüksek afiniteyle) % 97 oraninda baglanmaktadir.
Dogrudan idrarla atilan miktar, dozun %78’idir. Dozun %10’u degismeden
idrarla atilmaktadir.
Reboksetin oral yoldan alindiktan sonra büyük oranda metabolize olur. Ilaç,
baslica etoksifenoksi halkasinin hidroksilasyonu ve morfolin halkasinin odealkilasyonu
ve oksidasyonu ile metabolize olur. In vitro çalismalar,
Reboksetin’in metabolizasyonundan, sitokrom P-450’nin izozimi olan
CYP3A4’ün baslica sorumlu oldugunu göstermistir. In vitro çalismalar,
Reboksetin’in sitokrom P-450’nin izozimleri olan CYP1A2, CYP2C9,
CYP2C19 ve CYP2E1’in üzerinde hiçbir etkisi olmadigini göstermistir. Yüksek
konsantrasyonlarda Reboksetin CYP2D6’yi inhibe etmektedir ancak bu
durumun klinik yönden önemi bilinmemektedir. In vitro çalismalar,
Reboksetin’in çok zayif bir CYP3A4 inhibitörü oldugunu göstermektedir.
Ilaç rasemik karisim olarak mevcuttur (deneysel modellerde aktif olan her iki
enantiyomer bulunmakta; enantiyomerler arasinda ne kiral inversiyon ne de
farmakokinetik etkilesim görülmüstür). Daha güçlü olan SS enantiyomerin,
esdeger enantiyomerine kiyasla plazma düzeyleri yaklasik iki kat daha düsük
ve idrarla atilimi iki kat daha yüksektir. Bu iki enantiyomerin terminal
yarilanma ömürleri arasinda anlamli hiçbir fark gözlenmemistir.
Yaslilarda ve böbrek yetersizligi ya da orta ile agir siddette karaciger
yetmezligi olan hastalarda sistemik etkilenim ve yarilanma ömründe artis
belirlenmistir.
ENDIKASYONLARI:
Reboksetin, depresyonun akut tedavisinde ve baslangiç tedavisine yanit
vermis hastalarda klinik iyilesmenin devamini saglamada endikedir.
KONTRENDIKASYONLARI:
Formülde bulunan Reboksetin veya diger maddelere karsi asiri duyarlilik.
UYARILAR / ÖNLEMLER:
— Klinik çalismalarda nadiren de olsa epileptik nöbet vakalari
görüldügünden, daha önceden konvülsif hastaligi oldugu bilinen kisilere
Reboksetin, siki gözetim altinda verilmeli ve hastada nöbet gelistiginde
kullanimi kesilmelidir.
— MAO inhibitörlerinin Reboksetin ile birlikte kullanimindan kaçinilmalidir.
— Tüm antidepresanlarla oldugu gibi mani/hipomaniye geçisler olmustur.
Bipolar hastalarin yakin takip altina alinmasi önerilir.
— Intihar girisimi riskine depresyonda dogal olarak rastlanabilir ve bu risk
belirgin bir iyilesme meydana gelene kadar sürer; tedavinin baslangiç
döneminde hastanin yakin takibe alinmasi önerilir.
— Idrar retansiyonu ve glokom hikayesi olan hastalarda dikkatli olunmasi
tavsiye edilir.
— Önerilen maksimum dozun üzerindeki dozlarda, ortostatik hipotansiyon
daha sik görülmüstür. Reboksetin, kan basincini düsürücü etkisi oldugu
bilinen ilaçlarla birlikte uygulandiginda yakin takip önerilir.
Gebelerde kullanimi:
Gebelerde yeterli ve kontrollü çalisma bulunmadigindan yarar/risk orani
degerlendirilerek kullanilmalidir.
Emzirme dönemi:
Reboksetin’in insan sütüne geçip geçmedigi bilinmediginden emziren
annelere verilmesi tavsiye edilmemektedir.
Araç ve makine kullanmaya etkisi:
Reboksetin bir sedatif degildir. Klinik çalismalar sirasinda, Reboksetin ile
kognitif ya da psikomotor zayiflama gözlenmemistir.
YAN ETKILER / ADVERS ETKILER:
Sekiz hafta veya daha kisa süreli, plasebo kontrollü çalismalarda, Reboksetin
ile tedavi edilen hastalarin yaklasik % 70’inde ve plasebo ile tedavi edilen
hastalarin yaklasik % 60’inda advers etkiler bildirilmistir. Advers etkilere bagli
olarak ilaci birakma orani Reboksetin ve plasebo ile tedavi edilen hastalar
arasinda benzer olup, bu oran % 10’dan daha düsük olmustur.
Plasebo ile tedavi edilen hastalara oranla Reboksetin ile tedavi edilen
hastalarda istatistiksel olarak daha sik görülen advers etkiler sunlardir: agiz
kurulugu, kabizlik, uykusuzluk, terlemede artis, tasikardi, vertigo, idrar
tutuklugu / retansiyonu ve impotans. Impotans, esas olarak, günde 8 mg’dan
daha yüksek dozlar ile tedavi edilen hastalarda görülmüstür.
Hayati belirtilerdeki tek modifikasyon, ayakta kalmaya bagli olarak görülen
tasikardi olmustur. Eriskin hastalarda, Reboksetin ile tedavi süresince, EKG
kayitlarinda tasikardiden baska hiçbir kalici degisiklik görülmemistir.
8 haftadan daha uzun süren çalismalarda, Reboksetin ile tedavi gören
hastalarin yaklasik %30’unda ve plasebo ile tedavi edilen hastalarin yaklasik
%25’inde yeni advers etkilere rastlanmistir.Sekiz haftadan daha uzun süreli
çalismalarin advers etki profili ile, sekiz hafta veya daha kisa süreli
çalismalarin profilleri arasinda bir farklilik söz konusu degildir. Ilaç kesildiginde
görülen advers etkiler nadirdir; bu durum Reboksetin grubundaki hastalarin
%4’ünde, plasebo grubundakilerin %1’inde görülmüstür. Reboksetin ile tedavi
edilen grupta daha sik olarak gözlenen tek yan etki kabizlik olmustur.
Tedavinin kesilmesi sirasinda görülen advers etkiler nadir olup, Reboksetin ile
tedavi edilen hastalarin yaklasik %4’ünde ve plasebo ile tedavi edilenlerin
%6’sinda görülmüstür.
BEKLENMEYEN BIR ETKI GÖRÜLDÜGÜNDE DOKTORUNUZA
BASVURUNUZ.
ILAÇ ETKILESMELERI VE DIGER ETKILESMELER:
— In vitro çalismalar, Reboksetin’in CYP1A2, CYP2C9, CYP2C19 ve
CYP2E1 gibi sitokrom P-450 izozimlerinin aktivitelerini inhibe etmedigini
göstermistir. Yüksek konsantrasyonlarda Reboksetin CYP2D6’yi inhibe
eder, ancak bu gözlemin klinik önemi bilinmemektedir. In vitro çalismalar,
Reboksetin’in CYP3A4’ü çok az inhibe ettigini göstermistir.
— In vitro metabolizma çalismalari, Reboksetin’in esas olarak sitokrom
P450’nin izozimi olan CYP3A4 tarafindan metabolize oldugunu
göstermektedir; Reboksetin CYP2D6 tarafindan metabolize olmamaktadir.
Bu nedenle, CYP3A4 ‘ün aktivitesini azaltan ilaçlarin, Reboksetin’in
plazma konsantrasyonlarini artiracagi beklenmektedir. Saglikli
gönüllülerde yapilan bir çalismada, güçlü CYP3A4 inhibitörü olan
Ketokonazol’ün, Reboksetin enantiomerlerinin plazma konsantrasyonlarini
yaklasik % 50 oraninda artirdigi görülmüstür.
— Reboksetin ile Lorazepam arasinda anlamli hiç bir farmakokinetik etkilesim
saptanmamistir.
— Saglikli gönüllülerde yapilan bir in vivo çoklu doz çalismasinda,Fluoksetin
ve Reboksetin arasinda klinik önem tasiyan bir etkilesim gözlenmemistir.
— Reboksetin’in saglikli kisilerde alkolün kognitif fonksiyonlar üzerindeki
etkisini potansiyelize etmedigi düsünülmektedir.
— Reboksetin’in diger antidepresanlarla (trisiklikler, MAO inhibitörleri,
SSRI’ler ve lityum) birlikte kullanimi klinik çalismalarla
degerlendirilmemistir.
— Birlikte alinan gidalar Reboksetin’in absorbsiyon derecesini anlamli
derecede etkilemez.
KULLANIM SEKLI VE DOZU:
Tabletler oral yoldan kullanilir.
Klinik etkinlik, tedaviye basladiktan 14 gün sonra görülür.
Yetiskinlerde kullanimi
Önerilen terapötik doz, günde iki kez 4 mg (8 mg/gün)’dir.
3 hafta sonra, yeterli klinik yanit alinamamasi durumunda bu doz günde 10
mg’a kadar artirilabilir.
Yaslilarda kullanimi (65 yasin üzerinde)
Önerilen terapötik doz, günde 2 defa 2 mg (4 mg/gün)’dir. Reboksetin’e
basladiktan 3 hafta sonra yeterli klinik yanit alinamamasi durumunda, bu doz
günde 6 mg’a kadar artirilabilir.
Çocuklarda kullanimi
Çocuklarda Reboksetin kullanimina dair herhangi bir veri mevcut degildir.
Böbrek veya karaciger yetmezligi olan hastalarda kullanimi
Böbrek ya da orta ile agir siddette karaciger yetmezligi olan hastalarda
baslangiç dozu günde iki defa 2 mg olmalidir; bu doz hasta toleransina bagli
olarak artirilabilir.
DOZ ASIMI VE TEDAVISI:
Bazi vakalar için, klinik çalismalar boyunca, birkaç gün ile birkaç haftaya
varan zaman dilimi içinde, hastalara, tavsiye edilen dozlardan daha yüksek
dozlar (12-20 mg/gün) verilmistir. Tedavideki acil advers etkiler; postural
hipotansiyon, anksiyete ve hipertansiyon olmustur.
Kendiliginden 52 mg’a kadar varan dozlarda Reboksetin kullanmis olan 2
hastada ciddi advers etkiler saptanmamistir.
Doz asimi durumunda, kardiyak fonksiyon ve tüm hayati bulgular izlenmelidir.
Neo Rezonans hakkında detaylı bilgi için
Neo Rezonans Antalya
sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
Copyright © 2015 Antalya Terapi Psikiyatri. Web Programlama - Maxantalya