drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
MOBBÄ°NG (YILDIRMA)

Yıldırma (Mobbing)

Ä°ngilizce “yıldırma” (Mobbing) kavramı, “mob” kökünden gelmektedir. “Mob” sözcüÄŸü, Ä°ngilizce’de yasal olmayan biçimde ÅŸiddet uygulayan kalabalık veya “çete” anlamındadır. Bir eylem biçimi olarak mobbing sözcüÄŸü ise, psikolojik ÅŸiddet, kuÅŸatma, topluca saldırma, rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamına gelmektedir.

Tarihçe..

Yıldırma kavramı, ilk kez 1984’de Ä°sveç’de “Ä°ÅŸ Hayatında Güvenlik ve SaÄŸlık” konulu bir raporun kapsamında Heinz Leymann tarafından ortaya atılmış, 1993’te Ä°sveç’te çıkarılan ‘Ä°ÅŸyerinde KiÅŸilerin MaÄŸdur Edilmesi’ adlı kanunla da ilk kez yasal bir nitelik kazanmıştır.

Türkçe’de iÅŸyerinde uygulanan “zorbalık, duygusal taciz ya da yıldırma” sözcükleriyle adlandırılan “mobbing”, özellikle hiyerarÅŸik yapılanmış gruplarda ve kontrolün zayıf olduÄŸu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kiÅŸinin ya da grubun, diÄŸerlerine ruhsal yollar kullanılarak, uzun süreli sistemli baskı uygulaması, duygusal saldırı ve yıpratma yaratması olarak tanımlanmaktadır. Haksız yere suçlama, dedikodu yoluyla saygınlığını zedeleme, küçük düÅŸürme ve doÄŸrudan veya dolaylı ÅŸiddet uygulayarak, bir kiÅŸiyi iÅŸi bırakmaya zorlama amaçlı kötü niyetli bir giriÅŸimler olarak tanımlanmaktadır. “Yıldırma” son yıllarda sosyoloji ve hukuk baÅŸta olmak üzere bir çok disiplinin üzerine çalıştığı bir konu haline gelmiÅŸtir

Dünyada giderek artan bir ilgiyle araÅŸtırılan yıldırma kavramı ülkemizde henüz yeterince tanınan bir olgu deÄŸildir.

“Yıldırma” nın nedenleri

“Yıldırma”yı salt bireysel bir sorun yada iÅŸyerinde kiÅŸilere odaklı ya da sınırlı bir sorun olarak ele almak doÄŸru deÄŸildir. 1970’lerden sonra yaÅŸanan ekonomik deÄŸiÅŸimin, iÅŸyerlerindeki çalışma ortamının niteliÄŸinde yarattığı deÄŸiÅŸikliklerin, özellikle kapitalist kar anlayışının ve rekabetin, post-fordist olarak tanımlanan esnek üretim biçimlerinin yarattığı güvencesiz istihdam biçiminin ve kapitalist rekabetin geliÅŸtirdiÄŸi, perçinlediÄŸi bir durum olarak görmek gereklidir. Bu ekonomik ve politik zeminde yaÅŸanan krizler, yarattığı iÅŸsizlik, aşırı çalışma, çalışanlar üzerinde yıldırma davranışlarının ve baskının artmasına zemin hazırlamaktadır. Çalışmalar yüksek iÅŸsizlik oranlarının ve çalışanların deÄŸersiz görülmesinin “yıldırma”nın artmasına neden olduÄŸunu göstermektedir. Özetle son yirmi yıla damgasını vuran ve baÅŸta saÄŸlık olmak üzere tüm sektörlerde yaÅŸama geçirilen neo-liberal politikaların doÄŸal bir sonucu olarak “yıldırma” ortaya çıkmakta ve artmaktadır.

“Yıldırma”nın en fazla, aşırı iÅŸ yükünden kaynaklanan doyumsuzluk, çalışma ortamının demokratik olmayan niteliÄŸi, var olan liderlik biçimi, özellikle çoÄŸul roller ile ortaya çıkan rol belirsizliÄŸi ve rol çatışması ile baÄŸlantılı olduÄŸuna dikkat çekilmiÅŸtir. Bu anlamda kapitalist kültürün egemen kıldığı toplumsal deÄŸerlerin “yıldırma”yı tetiklediÄŸini ve giderek artan oranda fiziksel ve duygusal tahribat yarattığını öne sürmek abartı sayılmaz. Böyle bakıldığında “yıldırma”nın sınıfsal bir karakteri olduÄŸu, ırksal, sınıfsal ve cinsiyete dayalı eÅŸitsizlikleri içeren bir süreç olduÄŸu görülmelidir.

Dünya SaÄŸlık Örgütü de “yıldırma”nın ortaya çıkmasını kolaylaÅŸtıran iÅŸ ortamlarının özelliklerini tanımlamıştır. Özellikle rol tanımlarının iyi yapılmadığı, iÅŸbirliÄŸi ve dayanışmanın kurulamadığı ortamların yatkınlık yarattığı ifade edilmektedir. Özellikle ortaya çıkan sorun ve çatışmaların uygun problem çözme beceriyle çözülmemesi, aksine gizlenmesi bunu artıran etkenler olarak görülmektedir. Bu yapı neo-liberal politikaların biçimlediÄŸi iÅŸ ortamının bir ürünü olarak görülmelidir.

Yaygınlığı

Bu alandaki sınırlı veriler hem AB’de hem de Avrupa’da “yıldırma”nın sıra dışı bir durum olmadığını göstermiÅŸtir. ABD’de yaklaşık 6 çalışandan birinin (%16.8) iÅŸyerinde yıldırma maÄŸduru olduÄŸu, bu sayının %11 olduÄŸu aktarılmaktadır. ABD’de kamu çalışanlarını kapsayan bir araÅŸtırmada, kadın çalışanların % 42’sinin, erkek çalışanların ise % 15’inin son iki yılda iÅŸyerinde duygusal tacize ve zorbalığa maruz kaldığı, Ä°sveç’te ise intiharların % 15’inin “yıldırma” kaynaklı olduÄŸu belirtilmektedir..

Bazı meslek gruplarında “yıldırma” daha sık görülmektedir. Tayvan’da saÄŸlık çalışanlarında yapılan bir çalışmada “yıldırma” yaygınlığı son bir yıl için %50.9 bulunmuÅŸ, sözel ve fiziksel ÅŸiddetten daha yüksek oranda görüldüÄŸü belirtilmiÅŸtir. Bosna’da yine saÄŸlık çalışanlarında yapılan bir çalışmada bireylerin %76 oranında “yıldırma” davranışlarına maruz kaldıkları bildirilirken, %26’sında bunun ısrarlı ve yineleyici olduÄŸu saptanmıştır. Ayrıca bu durumun ruhsal bozukluk geliÅŸimi ile iliÅŸkili olduÄŸu da belirtilmiÅŸtir. Yine ülkemizde hemÅŸirelerde yapılan bir çalışmada son bir yıl içinde “yıldırma” davranışına maruz kalma oranı %86.5 olduÄŸu belirtilmiÅŸtir.

Kimler yıldırma yapar?

Bu kiÅŸilerin antipatik özellikler taşıdığı, aşırı denetleyici, korkak ve sinirli, daima güçlü olma isteÄŸi içinde olan, kötü niyetli ve hileli eylemlere baÅŸvurmaktan çekinmeyen kiÅŸiler olduÄŸu belirtilmektedir. Aşırı özsever bir kiÅŸiliÄŸe sahip oldukları, toplumsal iliÅŸkileri zayıf, korktuÄŸu kiÅŸileri denetim altında tutmak için güç kullanan, kendini diÄŸer insanlardan sürekli üstün gören bir tutum ve davranış sergiledikleri belirtilmektedir. Tehdit altında iken yalnızca kendilerini düÅŸündükleri, kendi kurallarını iÅŸyerinin kurallar haline getirmeye çalıştıkları, bunun için baskı ve ÅŸiddet uygulayabildikleri, bu amaçla sürekli bir disiplin kurmaya çalıştıkları, korku yaratarak egemenlik kurdukları aktarılmaktadır. Aynı zamanda ön yargılı, duygusal tepkiler sergileyen, bireyin sahip olduÄŸu etnik dinsel vs. özelliklerini yıldırma için gerekçe sayan bir tutum sergiledikleri ifade edilmektedir.

Kimler maruz kalır?

Yapılan araÅŸtırmalar maÄŸdur olanların da sıklıkla zeki, yetenekli, yaratıcı özellikler gösteren, farklı görüÅŸlere alternatif yaklaşımlar geliÅŸtirebilen, baÅŸarılı ve baÅŸarıyı amaçlayan, dürüst, güvenilir, iÅŸyerinde politik davranmayan,destekleyici iletiÅŸim tarzını kullanan kiÅŸiler olduÄŸunu göstermektedir. Ä°ÅŸlerini benimseyerek yapan, Meslek etiÄŸi ilke ve kurallarına uyan kiÅŸilerdir.

Sıklıkla çalışanların yöneticilerden daha fazla yıldırmaya maruz kaldıkları görülmektedir. YaÅŸlı olanlar gençlere göre daha fazla yıldırma kurbanı olmaktadırlar.

Yıldırma’nın yarattığı ruhsal bozukluklar

“Yıldırma”nın uygulama biçimi süresi ve ÅŸiddeti ile baÄŸlantılı olarak bir çok ruhsal bozukluk ortaya çıkabilir. Sıkıntı, öfke, karamsarlık, uyku sorunları, depresif belirtiler, anksiyete belirtileri, davranış sorunları görülebilir. Depresyon, anksiyete ve davranış sorunlarının birlikte bulunabildiÄŸi uyum bozuklukları, depresyon, yaygın anksiyete ve panik bozukluÄŸu gibi anksiyete bozukları, kendini bedensel belirtilerle ifade eden somatoform bozukluklar (somatizasyon, konversiyon, aÄŸrı bozuklukları), ortaya çıkmasında ve seyrinde ruhsal etkenlerin rol oynadığı psikosomatik hastalıklar (cilt hastalıkları, hipertansiyon vs.) görülebilir. Bunun yanında bir tür kendini iyileÅŸtirme çabası olarak, alkol, madde ya da ialaca yönelme olabilir. Madde kullanım bozuklukları geliÅŸebilir. Bireyin fizik bütünlüÄŸünü tehdit eden, onu çaresiz bırakan, dehÅŸet duygusu yaratan yaÅŸantılara baÄŸlı geliÅŸen “Travma Sonrası Stres BozukluÄŸu” ortaya çıkabilecek en ciddi ruhsal bozukluklardan biridir. Ä°nsan eliyle bilerek oluÅŸturulan travmalar (iÅŸkence, tecavüz, savaÅŸ travması gibi) sonucu ortaya çıkanlarda süreÄŸenleÅŸme, iÅŸlevselliÄŸi bozma, yetiyitimi yaratma niteliÄŸi çok daha yüksektir. “Yıldırma” da insan eliyle bilerek oluÅŸturulan bir travma olarak TTSB için dikkat çekici, çaÄŸdaÅŸ bir travma biçimi olarak dikkati çekmektedir.

 Neler yapılabilir?

Sıklıkla “yıldırma” kurbanlarına, yeni bir iÅŸ araması, yardım alması, kendini yalıtmaması, özgüvenini geliÅŸtirmesi, olasılıkları hatırlaması, yaraları sarmaya çalışması, yasal iÅŸlem yapması önerilmektedir. “Yıldırma”nın ruhsal bütünlüÄŸe yönelik bir saldırı olduÄŸu düÅŸünülürse buna uygun baÅŸa çıkma beceriler geliÅŸtirmenin büyük önem taşıdığını vurgulamamız gerekir. Sorunu arkadaÅŸlarla paylaÅŸmaktan profesyonel yardım aramaya varan bir yelpazede yardım almak gerekebilir. Bu çabalar sorunun kalıcılaÅŸmasını önleme yanında bireyin baÅŸa çıkmasını, örselenmeden kurtulmasını saÄŸlayabilir …

“Yıldırma” maÄŸduruna iÅŸyerinde taciz uygulayan kiÅŸiye itiraz etmek, iÅŸyerinde zorbaca davranışlara, tacize uÄŸradığını tanıklarla saptamak, verilen talimatları yazılı olarak belgelemek, maruz kalınan tacizi belgeli olarak yetkililere yada üst yöneticilere iletmek, gereÄŸinde arkadaÅŸlarla paylaÅŸmak ve profesyonel yardım almak önerilen durumlardır.

Öncelikle iÅŸyerinde yaÅŸanan olayın adını koymak ve bununla yüzleÅŸmek önerilmektedir.

1.          Çalışma ortamının düzenlenmesi, ast üstü iliÅŸkisinin bir ezen ezilen iliÅŸkisine dönüÅŸtürülmemesi, ekip çalışmasının ana çalışma yaklaşımı olmasını saÄŸlanması gereklidir.

2.          Demokratik ve dayanışmayı temel alan bir iÅŸbölümü yapılmalıdır. Roller belirginleÅŸmeli, sınırlar belirginleÅŸtirilmeli ve role uygun kiÅŸiler yetkilendirilmelidir.

3.          Bireylerin rahatlamasını, kendini yargılanmadan özgürce ifade etmesini saÄŸlayan, duygusal ifadeye izin veren bir ortam yaratılmalıdır.

4.          Aşırı çalışmaya son verilmelidir.

5.          Güvenli, zarar verici uyaranlardan arınmış, saÄŸlıklı bir fiziksel ortam yaratılmalıdır.

6.          Çalışanların özlük hakları saÄŸlanmalıdır.

7.          “Yıldırma”yı önleyici etik kurallar geliÅŸtirilmelidir.

8.          Çalışanların iletiÅŸim becerileri geliÅŸtirilmelidir. Problem çözme becerileri kazandırılmalıdır.

9.          Ä°ÅŸyeri saÄŸlık birimleri aracılığıyla koruyucu ruh saÄŸlığı uygulamaları (bilgilendirme, eÄŸitimi, danışma) yapılmalıdır

10.      “Yıldırma” ile ilgili hukuksal giriÅŸimler engellenmemeli, adaletin tecelli edilmesi saÄŸlanmalıdır.

 

 

 

Türkiye Psikiyatri DerneÄŸi

 

Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu