drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
BAÄžIÅžLAYIN ve UNUTUN

Bazı insanlar, bazen bir saatliÄŸine, bezen de bir ömür boyu yaÅŸamlarımızı istila eder. Sonra da hiçbir ÅŸey olmamış gibi bizi acı anılarla yüzüstü bırakıp, onları bir daha göremeyeceÄŸimiz bir yere çeker giderler ya da yüzlerini bir takım maskelerin ardına gizleyerek kısmen görünmez olurlar. Gerçek oldukları sadece bir zaman dilimiyle sınırlanan bu insanlar görünmez olmuÅŸlardır artık. Åžu an gördüÄŸümüz, dokunduÄŸumuz, yüzleri ve isimleri olan insanlardan ise daha az gerçek deÄŸillerdir. Sadece bu insanlara dokunmamız ve onları bağışlamamız zordur.

Bize zarar veren, istediklerimizi veya gereksinim duyduklarımızı bizden esirgeyen insanlardan nefret etme eÄŸilimimiz vardır. Bizi maÄŸdur eden insanlardan nefret ederiz. MaÄŸdur olduÄŸumuz zaman zayıf ve güçsüz olduÄŸumuz için kendimizden nefret ederiz. Adaletsizlik kavramından nefret ederiz, çünkü kendimizi ümitsiz ve kontrolsüz hissetmemize neden olur. Kusursuz olamadığımız gerçeÄŸinden ve hayattaki çaresizliÄŸimizden nefret ederiz. BaÅŸkalarından nefret ederek baÅŸlar,bize zarr vermelerine izin verdiÄŸimiz için kendimizden nefret ederek bitiririz. Nefretin yaygınlaÅŸması, her tarafı sarması, kısır ve benliÄŸi yıkıcı bir döngü oluÅŸturması çok büyük bir sorundur. Nefret kabullenmenin tam tersidir. Bir baÅŸkasına duyulan nefret ne kadar haklı olursa olsun, nefret bizim bir parçamızdır ve sonunda aleyhimize döner, ruhumuzu ve özsaygımızı yok eder. Ä°çimizde nefret olunca kendimizi koÅŸulsuz sevmek zordur. Nefret, elma sepetindeki çükurük elmaya benzer. Onu sepetten çıkarmazsanız sepetteki bütün elmaları çürütür. Kullanamadığımız duygu bize zarar verir. Zamanla biz verdiÄŸi rahatsızlığın ağırlığını daha fazla ve derinden hissetmeye baÅŸlarız.

Nefretle baÅŸa çıkmanın en iyi yolu öfkeyi çözümlemek, ihtiyaçları karşılamak ve acıyı kabul etmektir. Nefret ettiÄŸinizi kabul edin ve bu nefretten kurtulmaya çalışın. Zaman ve enerjinizi nefretinizi haklı çıkarmak veya nefret ettiÄŸinizi reddetmek için harcamayın ve nefretinizle ilgili destek aramayın çünkü büyük ihtimalle bulursunuz. Bir durumdan ya da birisinden nefret etmek onu asla deÄŸiÅŸtirmez, ama sizi yıkıcı bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirir. Nefret ettiÄŸinize odaklanmayı bırakın ve dikkatinizi bir baÅŸka noktada toplayın. Nefreti oluÅŸturan diÄŸer duyguları araÅŸtırın. Nefretinizle ilgili üzüntüyü, kızgınlığı ve korkuyu algılayın. Bu duyguları kabul edin ama onları kontrol etmeye çalışmayın. Unutmayın, duygularınızı, denetleyemezsiniz, ama onları nasıl düÅŸünerek ifade ettiÄŸinizi veya duygularınız sonucu nasıl davrandığınızı kontrol edebilirsiniz.

Nefretiniz sizi üzüyorsa, aÄŸlayın, eksikliÄŸini çektiÄŸiniz ÅŸeyin yasını tutun ve bırakın acınız geçsin. EÄŸer ilgilenirseniz geçer.

Öfkeniz konusunda da aynı ÅŸeyi yapın- bağırın, zıplayın, yazın, kızgınlığınızı, duygularınızı olumsuz davranışlar yapmadan dışa vurmanız konusunda sizi cesaretlendiren, tarafsız ve destekleyici birisiyle paylaşın. DiÄŸer tüm duygular gibi kızgınlığı da kabul edip, oluruna bırakırsanız geçer. Kızgınlık, üzüntü, korkuya ihtiyaç duymuyorsanız, nefret etmek olanaksızlaşır. Duygu ve gereksinimlerinizle ilgilendikten sonra nefret edecek ne kalabilir ki? Bir insandan olduÄŸu haliyle nefret ediyorsanız, o zaman yargılayıcı davranışlarda bulunuyorsunuz demektir. Sizin haklı onun haksız olduÄŸunu, sizin iyi onun kötü olduÄŸunu, sizin bildiÄŸinizi onun bilmediÄŸini söylüyorsunuz demektir.

Batı modelinin temeli; sınırlar, eleÅŸtiri alıngan,daha bireyselleÅŸmiÅŸ deÄŸerlerdir. KusursuzluÄŸa ulaÅŸabileceÄŸimiz ve diÄŸerleriyle rekabet içinde olduÄŸumuz varsayımlarına sahiptir. DoÄŸu modeli; olma modeli, varsayımlarda bulunmaz, kabullenme önemlidir. Biz neysek oyuz ve baÅŸkaları da neyse odur. Biz sadece kendimizden sorumluyuz. Kendimiz dışında hiçbir ÅŸeyi kontrol edemeyiz, ama nefret etmeyi bırakmayı seçebiliriz. Biz onlardan nefret etsek de etmesek de baÅŸkaları deÄŸiÅŸmez. Bu dünyada daima acı, adaletsizlik ve eÅŸitsizlilik olacaktır. Nefret zaten yıkımla dolu bir dünyada daha çok olumsuzluk ekler. Kabullenmek ve nefretten uzak durmak tüm bu olumsuzluluÄŸu deÄŸiÅŸtiremez, ama bizim dünyamızı deÄŸiÅŸtirir.

Pek çok kiÅŸi, bağışlayıcılıkla uzlaÅŸma arasındaki farkı anlamada güçlük çeker. Harici direnci karşılamada baÅŸarısız olur, zira karşısındakine yine teslim olmak gerektiÄŸini, aksi takdirde bağışlayıcı olmayacağını hisseder. Bir kez daha sınırlarını bir kenara bırakıp karşısındakine yeniden kendisini incitme gücü vermekten kaygılanır.

Bağışlayıcılık, yüreÄŸimizle yaptığımız bir ÅŸeydir; birisini bize olan borcundan dolayı azat ederiz. KiÅŸinin borcunu sileriz; artık bize borcu yoktur. Artık onu suçlamayız. O, arınmıştır. Bağışlayıcılık için bir tek taraf gereklidir: ben. Bana borcu olan kiÅŸinin, benim bağışlamamı istemesi gerekmez. Benim yüreÄŸimdeki bir lütuf meselesidir.

BAÄžIÅžLAYICI OLAMAMAK

Bağışlamak çok zordur. Birisinin size ‘’borçlu’’ olduÄŸu bir ÅŸeyden vazgeçmek demektir. Bağışlamak geçmiÅŸten; sizi inciten ve istismar edenden kurtulmaktır. Bir borç gündeme geldiÄŸinde, insanlar sizin mülkünüzün üzerinden izinsiz geçtiklerinde, gerçek ‘’borçlanma’’ ortaya çıkar ruhumuzun ‘’defterlerinde’’ kimin ne borcu bulunduÄŸu muhasebesini tutarsınız. Anneniz sizi denetlemiÅŸtir ve size, doÄŸrusunu yapma borcu bulunur. EÄŸer siz ‘’ yasalara uymakta’’ iseniz, bu borçları onlardan tahsil etmeye güdülenmiÅŸsinizdir.

Borçların tahsil edilmesi çabası, pek çok ÅŸekle bürünebilir. Size ödemede bulunmalarına yardımcı olmak üzere onları hoÅŸnut etmeye çalışabiliriz. EÄŸer biraz daha fazla ÅŸey yapacak olursanız, onların faturalarını ödeyeceklerini ve size borçlanmış oldukları sevgiyi vereceklerini sanırsınız. Onlarla yeteri kadar yüzleÅŸirseniz, hatalı yönlerini göreceklerini ve bunu düzelteceklerini düÅŸünebilirsiniz.

Yeteri kadar insanı, sizin ne kötü ÅŸeyler geçirdiÄŸinize ve anne babanızın ne kadar kötü olduÄŸuna inandırırsanız, bunun bir ÅŸekilde hesabı kapatacağını düÅŸünebilirsiniz. BaÅŸka birinden ya da onlardan bunun ‘’ acısını çıkarır’’ , durumu eÅŸitlemek için onların size iÅŸlediÄŸi günahı baÅŸkası üzerinde tekrarlayabilirsiniz. Kurbanın saldırgana dönüÅŸmesi gibi.

Onları ne kadar kötü oldukları hususunda ikna etmeye çalışmayı sürdürebilirsiniz. Sanırsanız ki sadece anlasalar, daha iyisini yaparlar. Borçlarını öderler. Ä°ÅŸlerin hallolması isteminin yanlış bir yönü yoktur. Sorun, iÅŸlerin bir tek ÅŸekilde çözümlenebileceÄŸidir: ÅŸükretmekle ve bağışlayıcılıkla. Göze göz ve diÅŸe diÅŸ, yürümez. Hatalı olan asla geri alınmaz. Sadece bağışlanabilir; böylelikle güçsüz kılınabilir.

Bağışlamak, silmek demektir. Vazgeçmek. Hesabı yırtmak. Hesabı, ‘’iptal etmek’’ tir. Bağışlamak, birinin bize olan borcunu ondan asla tahsil etmemek demektir. Ve hoÅŸlanmadığımız da budur, zira bu; asla olmayacak bir ÅŸey için yas tutmaktır, geçmiÅŸ, asla farklı olmayacaktır. Bazıları için bunun anlamı, hiç yaÅŸanmamış çocukluk için yas tutmaktır. BaÅŸkası için farklı anlam ifade eder; ancak talebe sıkı sıkıya tutunmak, bağışlamazlık içinde kalmaktır, bu da kendimize yapabileceÄŸimiz en tahripkar harekettir.
Bağışlayıcılık ve iliÅŸkilerde sınır koymadan istismara açık olmak, aynı ÅŸeyler deÄŸildir. Bağışlayıcılık, geçmiÅŸle ilgilidir. UzlaÅŸma ve sınırlar, gelecekle ilgilidir. Birisi tövbe edip yeniden güvenilirlikle davet edilene kadar sınırlamalar, bizi korur. Ve eÄŸer günah iÅŸlerse, yine bağışlarım; defalarca. Ancak ben yeniden beni dürüstçe hüsrana uÄŸrattığını kabul eden insanlarla bir arada olmak isterim. Sahtekarca beni incittiklerini inkar eden ve daha iyi olmaya hiç çaba göstermeyenle deÄŸil. Bu hem ben, hem de onlar için tahripkar olur. EÄŸer insanlar günahlarını sahipleniyorsa, baÅŸarısızlıktan ders alıyorlar demektir. Bunu kabullenebiliriz. Daha iyi olmak istemektedirler ve bağışlayıcılık da buna yardımcı olur. Ancak birisi bir ÅŸeyi yadsımaktaysa veya sadece daha iyi olmaya çalışması lafta kalıyorsa, deÄŸiÅŸiklikler yapmaya çalışmıyor veya yardım istemiyorsa, onları bağışlasam bile incinmelere kşı kendimi korumam gerekir. Bağışlayıcılık bana sınırlar verir; çünkü beni incitici kiÅŸiden kurtarır ve ancak o zaman ben de sorumlulukla ve akıllıca davranabilirim. EÄŸer onları bağışlamıyorsam, onlarla hala tahripkar bir iliÅŸki içinde olurum. ÖdenmiÅŸ bir hesap peÅŸinde koÅŸmayın, bırakın gitsin. Bağışlayıcı olmamak, sınırları tahrip eder. Bağışlayıcılık onları yaratır; zira ödenmemiÅŸ borçları mülkünüzün dışında tutar. Son bir ÅŸeyi hatırlayın; bağışlayıcılık, yadsıma deÄŸildir. Onu bağışlayabilmek için, karşınızdaki günahı bilmeniz gerekir. GeçmiÅŸte kalmanızı isteyen, asla gerçekleÅŸmeyecek ÅŸeyleri bir araya toplamaya çalışan dirence dikkat edin.
Sizi inciten birini bağışladığınızda ne yaparsınız? Neler olur? Bağışlamak ne zaman gereklidir? Bağışladıktan sonra neler olur? Bağışlamak size neler kazandırır? Bağışlamak nedir?

Hepimiz bir hatanın neden olduÄŸu öfke duygusunun, kiÅŸinin sadece belleÄŸi deÄŸil, aynı zamanda tüm sistemi için zehirleyici özelliÄŸi çok yüksek olan bir toksin olduÄŸunu biliyoruz. Bu, incinmiÅŸ bireylerin yaÅŸamları kadar, ırkların, ulusların, ailelerin ve arkadaÅŸların da yaÅŸamlarını zehirler. Öfke, zamanla kine dönüÅŸür, kin intikam duygusunu besler ve intikam duygusu da insanları çıldırtır. Bu duygu kardeÅŸi kardeÅŸe, insanı insana düÅŸürür. En önemlisi de, incinmiÅŸ bir insanın kendisiyle çeliÅŸkiye düÅŸmesine ve acısıyla baÅŸ baÅŸa kalmasına neden olur.

Size yapılan ve unutamadığınız kötülüklere karşı duyduÄŸunuz öfkeden kurtulmanın en iyi yolunun mucizevi ve gizemli bir ÅŸekilde; bu hatayı iÅŸleyen kiÅŸiyi bağışlamak olduÄŸunu biliyoruz. Sadece kendimizi iyileÅŸtirebileceÄŸimiz zaman, bizi yaralayan kiÅŸiyle aramızda olanları iyileÅŸtirmek mümkündür.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU
Psikiyatrist & Psikoterapist

Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu