drsevilayzorlu@gmail.com
TEL : 0242 316 98 99
Cetad Antalya Bölge Temsilcisi
ÇOCUKLARDA DEPRESYON
ÇOCUKLARDA DEPRESYON

 

                        ÇOCUKLUK VE ERGENLÄ°K DÖNEMÄ°NDE DEPRESYON

            Depresyon ve benzeri bozukluklar çocuk ve ergenlerde oldukça sık görülen, tekrarlayıcı, ciddi, genellikle tedaviye iyi yanıt veren ancak kronikleÅŸebilen ya da intiharla sonuçlanabilen ciddi ruh saÄŸlığı bozukluklarıdır.

            1) Depresif (üzüntülü) duygudurumu (genellikle çocuklarda öfkeli, hırçın davranış ÅŸeklinde kendini gösterir)

            2) Azalmış ilgi veya hemen tüm aktivitelerde azalmış zevk alma (çocuklarda oyun oynamayı bırakma)

            3) Uyku bozukluÄŸu

            4) Kilo deÄŸiÅŸikliÄŸi veya iÅŸtah bozukluÄŸu

            5) Dikkat ve konsantrasyonun azalması

            6) Ä°ntihar ve ölüm düÅŸünceleri

            7) Enerji kaybı, aşırı hareketlilik yada hareketlerde belirgin azalma

            9) DeÄŸersizlik duyguları ve uygunsuz kendini suçlama

            Bu belirtilerden en az 5 tanesinin 2 haftalık bir süre boyunca bulunması, okul baÅŸarısında düÅŸme, sosyal faaliyetlerde azalma, içine kapanma gibi sosyal ya da diÄŸer iÅŸlevsellik alanlarında sıkıntıya yol açması depresif epizodu akla getirmektedir.

            Depresyonun çocuklarda ve ergenlerde görülme sıklığı deÄŸiÅŸik çalışmalarda farklılık gösterse de %2 ile %10 arasında deÄŸiÅŸmektedir. Bu çalışmalarda ergenlerde görülme sıklığının çocuklardan daha fazla olduÄŸu belirtilmektedir. Kızlarda depresyon oranı erkeklere göre daha fazladır.

            ÇOCUK VE ERGENLERDE DEPRESYON NEDENLERÄ°

Anne-baba-çocuk iliÅŸkisinde bozukluklar. Özellikle yaÅŸamın ilk yıllarında iliÅŸkinin kalitesi (çocuÄŸun temel ihtiyaçlarının karşılandığı,  ilgili, sevecen bir iliÅŸki ) çocuÄŸun psikolojik geliÅŸimini önemli ölçüde etkiler.

Çocuklar arasında ayrım yapma.

Anne ve babaların çocuk yetiÅŸtirmeye kiÅŸilik ve ruhsal açıdan hazır olmadıkları halde çocuk sahibi olmaları.

Dayak ve cinsel istismar. Dayak  çocuÄŸun kendisine duyduÄŸu saygıyı azaltır, anne-babaya karşı bilinçli yada bilinç dışı öfke duyguları yaÅŸamasına yol açar. Dayak, azarlama, eleÅŸtiri gibi yaklaşımlar çocuÄŸun kiÅŸiliÄŸine yöneliktir. Cinsel istismar çocuÄŸun bir akrabası yada tanıdığı bir eriÅŸkin tarafından cinsel haz almak için kullanılmasıdır. Cinsel istismarı önlemenin en iyi yolu çocukların bu konuda eÄŸitilmesidir. Çocuklara cinsel bölgelerinin mahrem olduÄŸu, bu bölgeleri kesinlikle kimseye dokundurmamaları ve göstermemeleri gerektiÄŸi anlatılmalıdır. Böyle bir durumda mutlaka anne ve babaya haber vermeleri anlatılmalıdır.

Anne-babada depresyon ve diğer psikiyatrik bozuklukların bulunması.

Mizaç.Bazı çocukların doÄŸumdan itibaren  son derece uyumlu, neÅŸeli, yemesi içmesi kolay olduÄŸu gözlenir. Bazıları ise huysuz, uykusuz ve sorunlu olabilir. Mizaç özellikleri depresyon için risk etkeni oluÅŸturabilir.

Ailedeki huzursuzluk.

Anne-babanın ölümü.

BoÅŸanma.

SevdiÄŸi kiÅŸiden ayrılma, baÅŸarısızlık yaÅŸama vb.Bugün çoÄŸu ruhsal rahatsızlıkta olduÄŸu gibi depresyonunda temeli biyopsikososyal üçgendeki dengenin bozulmasında yatmaktadır. Biyolojik sistem ile çevre koÅŸulları birbirinden bağımsız iki sistem deÄŸil birbirini sürekli etkileyen, iletiÅŸim içinde olan yapılardır. Sinir sisteminin biyokimyasal yapısı çevre ve yaÅŸantımızdaki olayları algılama ÅŸeklimizi etkileyebileceÄŸi gibi, çevresel deneyimlerde sinir sistemi üzerinde belirgin deÄŸiÅŸikliklere yol açabilir.

            YetiÅŸkin depresyonunda olduÄŸu gibi çocuk depresyonlarında da üzerinde en çok durulan biyolojik faktörler, hormonların yapısı, serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörokimyasalların etkisi ve genetik etkenlerdir.

                        KLÄ°NÄ°K ÖZELLÄ°KLERÄ°:

            Akut, kronik ve maskeli depresyon olarak 3 bölümde deÄŸerlendirilebiir. Bu farklar süre, hastalığı ortaya çıkaran etkenler, hastalık öncesi uyum ve aile öyküsüne baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸir.

            AKUT çoÄŸunlukla yakın zamanda geçirilmiÅŸ bir travma (ebeveyn kaybı, ayrılık vs.) söz konusudur ve depresyonun süresi daha kısadır. Hastalık öncesinde de iyi bir uyum vardır.

            KRONÄ°K hastalığı baÅŸlatan akut bir etken yoktur. Hastalık uzun sürelidir. Çocuklarda sınırlı sosyal ve duygusal uyum öyküsü dikkat çekmektedir. ÇoÄŸunlukla aile bireylerinde de geçirilmiÅŸ depresyon öyküsü vardır.

            MASKELÄ° DEPRESYON belirtiler belirgin olarak görülmez ancak aşırı hareketlilik, sinirli davranışlar, vücut aÄŸrıları gibi belirtiler daha ön plandadır.

            Küçük çocuklarda konuÅŸma dili iletiÅŸim amacıyla etkin olarak kullanılamadığı için depresyon tanısı koymak zor olabilir.Ä°lkokul çağına kadar olan çocuklarda sözel olmayan iletiÅŸime (davranış özellikleri, yüz kasları, vücut postürü, konuÅŸmanın akıcılığı vs.) dikkat etmek tanı için yardımcı olabilir. Özellikle çocukların depresyonunda bedensel belirtiler daha ön plandadır. SüreÄŸen karın aÄŸrıları daha çok küçük çocuklarda görülmekte, yaÅŸ büyüdükçe baÅŸ aÄŸrısı, kol, bacak aÄŸrıları gibi belirtiler artmaktadır.

            Depresif çocuk ve ergenler deÄŸersizlik, mutsuzluk ve yabancılaÅŸma duyguları içinde olduklarından sosyal açıdan yoÄŸun güçlükler yaÅŸarlar. Klinik olarak depresyonda olan çocuklar mutsuz görünümlü, yavaÅŸ hareket eden, monoton sesle umutsuz ve yavaÅŸ konuÅŸan çocuklardır. Kendi davranışlarına uygun düÅŸmeyecek ÅŸekilde suçluluk hisseder ve “ben kafasızım”, “ben aptalım” , “ kötü bir çocuÄŸum”, “kimse beni sevmiyor” gibi cümleleri sık kullanmaya baÅŸlarlar. Spor faaliyetleri, arkadaÅŸlarla dolaÅŸma, sosyal ortamlara gitmeme, önceden keyif aldığı uÄŸraÅŸlardan uzaklaÅŸma, karşı cinse karşı ilginin azalması depresif süreçte ilgi azalmasının sonuçları arasındadır. Bununla birlikte ani sinirlenmeler, çoÄŸu ÅŸeye karşı öfke patlamaları, konsantrasyon güçlüÄŸü, uyku bozuklukları (uyuyamama ya da aşırı uyuma, sık uyanma, çok uyumasına raÄŸmen yorgunluk ve uyku hissi gibi) depresif belirtiler arasındadır.

            ErgenliÄŸin ilk yıllarından sonra depresyon belirtileri yavaÅŸ yavaÅŸ eriÅŸkinlerdekine benzer hal almaya baÅŸlar. Alkol ve madde bağımlılığının ortaya çıkması, intihar düÅŸüncelerinin belirgin ÅŸekilde yükselmesi bu dönemdeki tedavi edilmeyen depresyonun önemli risk faktörleridir.

            Her çocuk ve ergenin depresyonu birbirinden farklıdır. Kimi çocuk, depresyondayken aşırı yorgun ve halsiz olurken, kimi çocukta; yerinde duramama ve huysuzluk hali gözlenir.

            DEPRESYONUN ÇOCUK VE ERGENLERDE Ä°FADE BULMASINDA ANNE-BABALARA AÅžAÄžIDAKÄ° SÖZCÜKLER VE DAVRANIÅžLAR Ä°PUCU OLABÄ°LÄ°R:

Hayat boÅŸ......Hayat çok sıkıcı.......Çok sıkılıyorum, yapacak hiçbir ÅŸey yok.....”

Eskiden yapmaktan çok hoÅŸlandığı yada gitmekten çok zevk aldığı ÅŸeyler için; “Canım istemiyor....” sözünün sık tekrarlanması

Sık sık iç çekme, çok sevdiÄŸi ortamlarda bile “Of sıkıldım” sözleri

Anne-babayı sinirlendirene, sabrını taşırana kadar uÄŸraÅŸma, her ÅŸeyden sudan bahanelerle tartışma çıkarma ve küsmeler

Özellikle ergenlik döneminde cama yada duvara yumruk atma gibi öfke nöbetleri

Sık sık baş, karın ağrısı yada yorgunluktan yakınmalar

Beni bu evde kimse sevmiyor.....,KardeÅŸimi daha çok seviyorsunuz......,Kimse beni istemez, gelmezler ki ........”sözcüklerinin çok sık kullanılır olması

Ölümden yada kendini öldürmekten söz etmeler yada “Kaçıp gideceÄŸim buralardan....” gibi sözler söyleme

YoÄŸun alınganlık davranışları gösterme

Sık sık basit ÅŸeyler için aÄŸlama

Derse ilginin azalması, konsantrasyon ve dikkatin dağılması

Olumsuz alışkanlıkları olan marjinal arkadaÅŸlar edinme (Hırsızlık, evden kaçma, kanunu çiÄŸneme, satanizm taraftarlığı vb. gibi özellik taşıyan arkadaÅŸlar edinme)

Marjinale kayan giyim ve yaÅŸam tarzında deÄŸiÅŸiklikler (Pop müzik severken metal müzik dinlemeye baÅŸlama, dövme yaptırma, küpe takma, baÅŸtan aÅŸağıya siyah giysiler giyme)

TEDAVÄ°:

            Depresyon ile ilgili “Takma kafana!, Topla kendini... bu kadar zayıf olma!” gibi iyi niyetle söylenen sözler kiÅŸinin kendini daha kötü hissetmesinden baÅŸka bir iÅŸe yaramayacaktır.

            Çocukta depresyon belirtileri görüldüÄŸünde Dur bakalım düzelir...,Ergenlik döneminde böyle ÅŸeyler normaldir geçer...,Evdeki huzursuzluktan çocuk böyle oldu...” gibi ertelemeler korkunç sonuçlar doÄŸurabilir.Çocuk ve ergenler genellikle kendi kendilerine tedaviye yönlenmezler. Çocuklar daha çok karın aÄŸrısı, baÅŸaÄŸrısı, okul reddi, huzursuzluk gibi nedenlerle hekime getirilirken, ergenlerde davranış problemleri, intihar düÅŸünceleri hekime getirme nedenleri arasında ön sıralarda yer alır. DoÄŸru tanı çocuk, aile ve okul gibi kaynaklardan alınan bilgiyi doÄŸru bir ÅŸekilde birleÅŸtirerek konmaktadır.

            Çocuk ve ergenlerin tedavilerinde biyopsikososyal yaklaşımlar ön plandadır. Bireysel terapi, aile terapisi, sanat terapisi, eÄŸitimsel deÄŸerlendirme ve ilaç tedavisi bu tedavi yaklaşımları arasında sayılabilir. Depresif ergenlerde intihar düÅŸünceleri önemli bir problem olacağından, sık ve takıntılı intihar düÅŸünceleri hastaneye yatmayı gerektirebilir.

            Bireysel psikoterapi; Hastaya hastalıkla ilgili psiko-eÄŸitimide içeren destekleyici tedavi uygulanması oldukça faydalıdır. Terapistin esas rolü çocuÄŸun yeterlilik ve kendini algılamasını deÄŸerlendirmektir. Hangi alanlarda yetersizliklerin olduÄŸu, depresyona neden olan sosyal ve ruhsal dengelerin nasıl deÄŸiÅŸtiÄŸi ve bu durumdan kurtulmayı saÄŸlayacak kiÅŸiye ait yeterlilik ve uyumu artıran kabiliyetlerin neler olduÄŸu tespit edilip, benlik saygısı ve baÅŸetme güçlerini desteklemek, aile ve sosyal çevre içinde kendini ifade edebilme yeteneÄŸini saÄŸlamak ve baÅŸarılı olabilme deneyimleri için çocuÄŸa uygun olanaklar yaratmak tedavinin amaçları arasındadır.

            Aile terapisi; Depresyonlu çocuk ve ergenlerin tedavisinde aile tedavisi/ danışmanlığının önemli bir yeri vardır. Ciddi evlilik çatışmaları, aile içindeki iliÅŸki problemlerininin aile dengesini nasıl etkilediÄŸi ve bireyler üzerine getirdiÄŸi yüklerin hastalığın oluÅŸumundaki rolleri ve bunun çözümlerine odaklanılır.

            Ä°laç Tedavisi; Orta ve ciddi düzeydeki depresyonlarda ilaç tedavisi mutlaka kullanılmalıdır. Günümüzdeki ilaçların yan etkilerinin daha az olması, çocuklardaki deneyimlerin giderek artması bu tedavi seçeneÄŸini daha ön plana getirmektedir. Bazı hastalar tedaviye dramatik ÅŸekilde iyi cevaplar verirler.

Uzm.Dr. Sevilay ZORLU

Psikiyatrist &  Psikoterapist

www.antalyaterapipsikiyatri.com

www.antalyacinselterapi.com

Åžirinyalı Mh. Ä°smet GökÅŸen Cad.

1528 S. Åžahbaz Apt. K:2 D:5

Tel: 0 242 316 98 99

 



Web Sitlerimiz: Antalya Terapi Psikiyatri | Antalya Cinsel Terapi | Neo Rezonans Antalya | Sevilay Zorlu